GİDERSİN MEÇHULEHiç terlediğini, hissettin’ mi, soğuğa rağmen, bir son baharın, ılık akşamında, Döküldü mü üzerine, hazan yaprakları, Düşündün mü, onlar gibi olacağını, Onlar gibi toprağa karışıp, toz olacağını, Acısını hissettin mi, yalnızlığın ve de ölümün, sonra sevdiklerinden, nasıl ayrılacağını, Hissettin mi yapayalnız otururken. Yandı mı yüreğin, gün batımında bir akşam, o gün batımını, zevkle seyrederken. Baktın mı dolun aya,yıldızları düşünerek hiç, Ağladın mı, nasıl yaratmış Tanrı diyerek. Ben çok baktım, o yıldızlara o dolunaya bakıp, çok düşündüm, o baharın hazan olduğunu, Çok düşündüm, sevdiklerimden ayrılacağımı, sonra toprak, toz olacağımı, Çok düşündüm, onların nasıl yaratıldığını, ve o dökülen sarı,sarı yaprakları düşündüm, İşte dedim işte, bu mevsim hazan mevsimi, en çok bu mevsimde olur,o ölümler, Tıpkı sararıp dökülen o yapraklar gibi, insanlarda ölür giderler. En çok o mevsimde, gidenleri düşündüm, garipleri hasta olanları düşündüm ben. Bilirsin, kara bulutlar dolaşır çoğu zaman o mevsimde, Sonra bir bakarsın, sağanaklar başlar arkasından, Islanırsın, duygulanırsın körelmez aksine artar, Ve ıslak, ıslak bir şeyleri düşünürsün. Dersin kış kapıda, ha geldi ha gelecek, Eli kulağında yine o amansız soğukların, Sonra o zavallılar garipler gelir aklına, Soğuktan ne yapacak, üşüyen garipler dersin, bir korku ürpertir seni,ve tutmaz olur sonra dizlerin, Ve boğazında düğümlenir,hissettiğin duyguların, Sonra yağmur yerine göz yaşları dökülür arkasından. Ama nerden bileceksin, bilmezsin bunları sen, Oysa sevdan vardır,o tutuşur sadece yüreğinde, Kkalbimde ağrı yoktur, yüreğin aşk arzular sadece, O dolunayın altında, hiç eziklik hissetmezsin, Hissettiğin tek şey vardır, yaşamak ve çılgınlıklar. Sormazsın düşünmezsin bile, o yaratılanları. Yağmuru soğuğu,sonra garipleri düşünmezsin, Yaşarsın hep mutlu anları.çılgınca eğlenerek. Düşündüğün tek şeydir aşk, sen onu hissedersin. Halbuki gelir, en o son nefes alacağın o zaman, Konuşamazsın, ve sen yemek içmekten kesilirsin, Tıpkı o yapraklar gibi, başlarsın sararmaya, Gözlerin kararır, ve yavaşça kapanır, başın düşer,yan tarafa dönmez kımıldamaz olur. Konur artık ateşin üstüne, o su dolu kazanın, yıkarlar ve dualar içinde,sen temizlenirsin. ve gidersin, o gideceğin son yerine yavaş,yavaş, Sessizce taşınırsın son kez omuzlarda, Yalnızca hatırandır, tek bıraktıkların arkanda, Ve sen gidersin o meçhule, savaş.yavaş omuzlarda. a.yüksel şanlı er |