İDA'DAN, CUNDA'YA...Say ki dokundun Saçlarına Güneş’in Say ki, Körfeze taktığın Yelkendi İda Açsan kollarını poyraza Martılar Pegasus olsa Hani uçursan uçurtmanı da Babakale’den Cunda’ya Ufuklar hep aynı yürek yangınlarıyla Tutuşur nasılsa Gün batımlarında. Onca yağmur, onca fırtına Ne bir damla taşabildi Denizin kasesinden Ne de eksildi öfkesi. Köpük köpük kanasa Tuz da bassa bağrına İsyandır kabardıkça Dalga dalga saldıran, Akıp giden zamana Tanrısal kılıflarla Troya’nın başına Örülen çoraplardan İlkkurşun’la başlayan Anadolu isyanına Onca istila, onca kavga Ve hala bin pınardan boşalan Gözyaşlarıyla O koca dağ, bıkmadan saklar Zeus Altarı’nı ama Ne Sarıkız kaldı doruklarında Ne Olimpos avanesi Öyküler hafiften bir fısıltı şimdi Salınan çınar yapraklarında Say ki, her gün batımında Günü takıp da Gecenin saçlarına. Rüzgara karışan Kekik kokularıyla Yaşamı sağıyoruz yeniden İda’dan Cunda’ya Say ki, zahiri akşam Dönüp baksan Gün Madra’nın ardında 05/08/2010 ...Ayvalık... H.Hikmet ESEN |
Tebrik ederim...
Şiirli duygularınızı tebrik ederim, duygu yoklu kelimeler dile gelmiş…
Kaleminize ve şiirinize coşkular sunarım…
........................................................................ Saygı ve selamlar..