Gökkuşağından Maviler ÇalDaya başını omuzuma öylece bekle Sessiz ve masumca İster gülümse istersen ağla Bazen şirince nazlan ki Tuzun tadı yeniden uğrasın damağıma Ve başlayınca gece Bir daha gelmesin sabah Nuh nebiden girelim söze Ozon tabakasını dikmeye geçelim Yada kara kış ortasında Karları süpürüp papatya ekelim Senden tek ricam Maziyi bir daha hatırlatma Karanlıkta gizlenmiş bazı anılar Sinsice boğazıma dolanır Nefes darlığı tutar beni Eski yaralarım kanar Namlusu tapalanmış tüfeğe dönüşür Kendime patlarım Sen gökkuşağından maviler çal Nisan yağmurları ol üzerime yağ Ürkekliğim tuttu Üşüyorum Sakin ve sessizce ört gecelerimi Seninle yarınlar daha güzel Can Abdullah Yıldırım |