0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1281
Okunma
Güneşin bağrında dinlenen-
Paçaları terden kıvranan
Sıcağına ter bezi ceviz yaprakları,
Eylül’ü burnunda Ağustos .
Nerede kurudu insafın -
Yalanan kedinin dilinde su mırıldanışı -
Kornalarda pazarlık , gölgelikler için
Artık toprak altı figan güder -
Bukleli kırkayağa.
Pide eridi hamur kıvamına
Avuç ayalarımda susam yağları,
Yanaşırken yemek vakti
Zevkli değil pide kuyrukları -
Evet bendim bendim,
Seni deviren tek uykuda - Ama,
Devrilmiyor sıcağın tek yumrukta -
Martılar yolunup kaçtılar düşler mavisinden.
Nefesi bürünmüş kınına , çıkası yok
Şakaklar baygın.
Gölgeyi ısırıyor betonlar,
Yağmur uğramayalı banklara -
Uğramaz oldu insanlar ..
Söyle nerede kurudu insafın , Bakire Ağustos.
Ahmak ıslatan yaz yağmurları,
Hangi hülyanın ayak izlerindensin -
Ben buradayım -
Sen neredesin !
Eğ başını Ağustos ,
Belki göz yaşı dökemez çiçekler ama,
Bugün ellerimde bir çiçek susuz kaldı ..
- Ege Adalı