Siz Ve Arsız Ruhlarınız!
Siz ve arsız ruhlarınız!
Bilmezdiniz içimdeki kör döğüşünü sadece yargılar mahkum ederdiniz acımadan kendime. Bencildiniz! bir o kadar arsızlığınızla müsemma Önce düş’ üm olurdunuz sonrasında kendime dönüşüm Nasıl kıydınız bilmiyorum çocuk yanıma! Erken büyüdüm sayenizde... Büyüdükçe uyuştu ruh sustu yürek... Gözlerde hayallerden kalma eski can kırıkları Açsam kanar, görmez. Kapatsam dayanılmaz acısını duyarım kendime düşmenin. Kayıplardayım en derine kurduğum dehlizlerin sessizliğiyle... Her adımda bir kadın karşılar acıyan ve ürperten bakışlarla Ahh kadınlarım! Sizi de mahkum ettim ayıplı gözlerden sonsuzluğa... O ayıplı gözler ki her köşe başında pusuda hepsi karanlık ruhlarının sığlığıyla âmâ Bataklığa benzer yürekleri adım atsam çekecek içine Alacaklar inançlarımı ellerimden Ahh inançlarım! Şuncacık ömrümüm can yangınlarında elinden tutar kadınlarımın Akıtır zehrini ruhumun bir çocuk gülüşüyle... Siz ve arsız ruhlarınız! Acınasıydı yürekleriniz bencildiniz üstelik Oysa inatla uzatırdı takatsiz ellerini ruhuma eş çocuk Görmezdiniz! Şimdi o da sizin kadar arsız m. arık |
eski can kırıkları
Açsam
kanar, görmez.
Kapatsam
dayanılmaz acısını duyarım
kendime düşmenin."
Kendimize düştük diye şiire müptela olduk belki...kendimize düşüren arsız ruhlar oldu diye,belki biraz kendimiz de sebbep olduk buna,kendi kuyumuza düşüp Yusuf gibi,bir kervanı beklemeye başladık...güzel güpgüzel bir şiir okudum,gönlüne sağlık,şiirle kal...