(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hişt şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hişt şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hişt geldim bak, tik tak tik tak... Gecenin bu en güzel saatinde ve günün benim için en yorgun anında beni canlandıran bu sese, bu Hişt deyip beni kaygılarımdan çekip çıkaran sese, bu sesin bir yol bulup akmasına, yüreğinden dökülenlerin kalemle buluşup bu keyifli şiiri oluşturmasına sebep olan şairime teşekkürler:))
Canım sın benim senin o güzel kelimelerinle bende şu anda gülümsüyorum:))) Hatta gülümsüyoruz ::))) Şehriyar ımında selamı var iletmemi rica etti "bravo doğrusu ne kadar da güzel iafde etmiş" diyor :))) Ahenkli tiki taklar hayatımızda asla eksilmesin canım içi hep gül hep gülelim şu fani dünyada...
Tiktak tiktak tiktak tiktak Tiktak tiktak tiktak tiktak tiktak Geçiyor zaman beklemiyor Aşk birkez kaçınca geri gelmiyor Koş zamanı yakala Sakın ha yorulma Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Sorularımı,acılarımı Beni kuşatan anılarımı Topladım birer birer Sattım ah bir eskiciye Ne kazandı üzülenler Gözyaşı dökenler Geriye bakıp da düşünenler Kazanamaz asla bu koşuyu Koş sakın ha ayağına bakma Koş sakın ha yarıda bırakma Nefesini tut,durma Aramaktan korkma
Ahhh Yalova ne tılsımlı bir atmosfere sahipsin...:))))))
Yine bambaşka bir çalışmaya imza atmışsın şekerimmm....
Evet cicim valla bu atmosfer fena etkiliyor beni::))))) neden acep::))))))) Hişşşşt hadi durma koş sende yalova gecelerinin gizemine ::)))))))) Tiktak tiktak tiktak tiktak Tiktak tiktak tiktak tiktak tiktak Geçiyor zaman beklemiyor Aşk birkez kaçınca geri gelmiyor Koş zamanı yakala Sakın ha yorulma Geçmişe bakınca yarın gelmiyor
Sorularımı,acılarımı Beni kuşatan anılarımı Topladım birer birer Sattım ah bir eskiciye Ne kazandı üzülenler Gözyaşı dökenler Geriye bakıp da düşünenler Kazanamaz asla bu koşuyu Koş sakın ha ayağına bakma Koş sakın ha yarıda bırakma Nefesini tut,durma Aramaktan korkma
Muhteşem!..Bazan bu ses ninnni gelir insana.Bazen de beynini kemirir.Ama bu tiktakları durdurmak mümkün değil.Tek çare teselli sağnaklarını yakalamak.Kaleminiz daim olsun efendim.Saygılarımla.
neneh. tarafından 8/5/2010 12:07:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
O tiktaklar bazen tesellide oluyor insana yepyeni bir pencere açıyor hayata. Güzel yorumunuz için teşekkürler Ahenkli tiktaklar hiç eksilmesin yüreğimizden.
süper bir eser harikasın yeminle biraz bu tik tak tak seslerinin güzel yüreğinden geldiğini duydum sanki seslendirme harika fon muhteşem valla muhteşem oldun sabah sabah iyiki geldim sayfana cananım güzel bir sesti bu saatin sesi kurtulmuşta guguklu kafesinden tamam bundan gayrısına denecek söz olmaz ...................... öpüyorum yüreğinden tıkır tıkır işleyen mutluluk zamanlarına kurulsun saatin dilerim sevgilerimle...
Sait Faik´in 'hişt hişt' adlı denemesini getirdi aklıma güzel ama çok benzer eğer etkilenerek yazdıysan etkilendiğin yerlerden biraz uzaklaşıp farkını ortaya koymalısın bence Daha doğal daha seçkin olur yazdıkların
gerçekten harika şiirleriniz var size tebrik ve hürmetlerimi acizane selamımla sunuyor en içten en gönülden yeni şiirlerinize olan hasretimle selamlıyorum harikasınız
BİLİYOR MUSUN KALİMERA HAYATIM BOYUNCA BENİ YANLIŞ ANLAYAN ÇOK İNSANLA KARŞILAŞTIM SEN DE ONLARDAN BİRİSİN AMA ÖNEMİ YOK ARTIK TANIMIYORUM SENİ AÇIKÇASI HA VARLIĞIN HA YOKLUĞUNBENİM İÇİN O YÜZDEN HAKKIMDA NE DÜŞÜNDÜĞÜN DE HİÇ UMRUM DEĞİL SEN DE KALABALIKTAN BİRİSİN ARTIK BENİM İÇİN AMA Bİ BAK İSTERSEN BENİ TERBİYESİZ ETTİN SEN NE YAPIYORSUN SUÇUMUN TANIMADIĞIM Bİ İNSAN HAKKINDA EKSİK BİLGİLERLE YORUMLAR YAPMAK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM PEKİ YA SEN SEN DE BUNUN AYNINI YAPMIYOR MUSUN EVET BENCE YAPIYORSUN AMA ARAMIZDA Bİ FARK VAR BEN ÖZÜR DİLEMESİNİ DE BİLİYORUM HER NE OLURSA HER NEYSE SANA LAFIM YOKARTIK SEVGİLER HERŞEYE RAMEN SEVGİYLE KAL
NE DEMİŞ HOCALARIMIZ : EHLİ DİLLER ARASINDA ARADIM KILDIM TALEP HER HÜNER MAKBUL İMİŞ İLLA EDEP İLLA EDEP :) DEMİŞ HERKES ÜSTÜNE DE ALINABİLİR ÖRNEK DE DİYORUM BEN DE
tanımıyorsunuz beni hem de zerre kadar sizin bilmediğiniz yerlerde nice özürlerim var paşa bey yok burda hanım var haklısıın aslında ortada bir kel alaka birde o alakaya maydonoz var
Üstelik bu bir hikâyedir Eserekli bey, deneme değil. Şiir nerdee, hikâye nerde? Kel alâka.
Tavrnızı da hiç beğenmedim. Ne öyle canım filân.?İlk yazdığınız yorum da hoş değil. Üslûbunuza dikkat edin bence... Eserekli olduğunuz kesin, adınızla müsemma bir tavır....
Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak traş bıçağına sinirlenmiş olacağım.
Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekala bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor, ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı o zaman mesele olurdu, işte.
Çikolata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan:
-Hişt,dedi.
Dönüp baktım. Yolun kenarındaki daha boyunu posunu almamış taze devedikenleriyle karabaşlar erik lezzetinde bana baktılar. Dişlerim kamaştı. Yolda kimsecikler yoktu. Bir evin damını, uzakta uçan bir iki kuşu, yaprakların arasından denizi gördüm. Yoluma devam ederken:
-Hişt hişt, dedi.
Dönüp bakmak istedim. Belki de çok istediğim için dönüp bakamadım. Olabilir. Gökten bir kuş hişt hişt ederek geçmiştir. Arkamdan yılan, tosbağa, bir kirpi geçmiştir. Bir böcek vardır belki hişt hişt diyen.
Hişt! dedi yine.
Bu sefer belki de isteksizlikten dönüp baktım çalıların arasına birisi saklanıyormuş gibi geldi bana.
Yolun kenarına oturdum. Az ötemde bir eşek otluyor. Onun da rengi çağla bademi, ağzı, dişleri, kulakları boynu ne güzel. Otluyor. Otları adeta çatırdata çatırdata yiyor. Belki de bu çıtırtılı, çatırtılı sesi "hişt hişt" diye duymuşumdur. Eşeğin ot koparışının sesinden apayrı bir ses:
- Hişt hişt hişt, dedi.
Hani bazı kulağımızın dibinde çok tanıdığımız bir ses isminizi çağırıverir. Olur değil mi? Pek enderdir. Belki de kendi kafanızın içinden sizin sevdiğiniz, hatırladığınız bir ses, ses olmadan sizi çağırmıştır. Olabilir.
Birdenbire güneşi, buluta benzemez garip ve sarı bir sis kapladı. Bir kirli el, çağla bademi eşeğin sırtından bir kumaş çekip aldı. Her zamanki kül rengi, yer yer havı dökülmüş eski mantosunu giydirdi eşeğe.
Yola indim. İstediği kadar hişt desin. İsterse sahici sulu bir dost olsun. İsterse kimseler olmasın, kendi kendime kulağıma hişt hişt diyen bir divane olayım, ben, aldırmayacağım.
Belki bir kuştur. Belki tosbağadır. Belki bir kirpidir. Belki de yakın denizden seslenen bir balık, bir canavardır. Karabataktır. Mihalaki kuşudur.
İyisi mi ben kendim hişt hişt derim. O zaman tamamı tamamına pek hişt hişt seslenişine benzemeyen, benzemesin diye uğraştığım bir mırıldanmadır, tutturdum.
Birdenbire, önümde bir adamla bir kadın gördüm. Kalpazankaya yolunu sordular. Üstündesiniz dedim. Sanki yol hareket etti. Yürümediler. İki adımda benden uzaklaştılar. Koyunların arasına yüzükoyun uzanmış papazın oğlunu gördüm. Yüzünden aptal, çilli horoza benzer bir mahluk kalktı. Ağzının salyasını sildi. Kuzuyu bacaklarından tuttu. Kuzu ile yere yıkıldı. Kuzuyu burnundan öptü. Papazın oğlu çirkin, aptal, otuzbirli bir yüzle baktı. Şimdi bir çiçek tarlasında idim. Bana hişt hişt diyen mutlak bir kuştu. Vardır böyle kuşlar. Cık cık demezler de hişt hişt derler. Kuştu kuş.
Bir adam yer belliyordu. Belin demirine basıyor, kırmızıya çalan bir toprak altını, üste aktarıyordu.
- Merhaba hemşerim, dedi.
- Ooo! Merhaba! Dedim.
Tekrar işine daldı. Hişt hişt, dedim. Aldırmadı. Bir daha hişt, dedim. Yine aldırmadı. Hızlı hızlı hişt hişt hişt!
-Buyur beğim, dedi.
-Bir şey söylemedim, dedim.
Küçük parmağını kulağına soktu. Kaşıdı. Çıkarıp parmağına baktı. Belin sapına siler gibi yaptı.
- Hişt hişt, dedim.
Yüzünü göğe kaldırdı. Kuşlara baktı. Denize baktı. Dönüp şüphe ile bana baktı.
- Bu sene enginarlar nasıl? Dedim.
- İyi değil, dedi.
- Baklayı ne zaman keseceksin?
- Daha ister, dedi.
Nefes alır gibi "hişt" dedim.
Yine şüphe ile denize, şüphe ile göğe, şüphe ile bana baktı.
- Kuşlar olmalı, dedim.
- Benim de kulağıma bir hışırtı gelir amma, dedi, ne taraftan gelir? Zati bu sırada şu kulağım ağırlaştı.
- Bir yıkatmalı, dedim, benim de geçenlerde ağırlaşmıştı...
- Yıkattın mı?
- Yıkatmadım, hacet kalmadı, doktora gittim. Alıverdi; pislikmiş.
- Çocuklar nasıl? diye sordum.
- İyiler, dedi. Dokuzdu sekiz kaldı. Biliyorsun dokuzuncusunun macerasını ya...
- Yok vallahi, dedi, vallahi daha kesmedim bakla, senden ne diye saklayayım, parasıyla değil mi?
- Sen değil misin hişt hişt diyen?
- Ben de duyarım bir ses, amma bulamam nereden gelir?
Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları.
Siz o denemeyi okuduğunuza emin misiniz ne konu ne içerik benzerliği var. İsim benzerliği var diye böyle ithamlarda bulunmamalısınız. Tekrar okuyun o denemeyi bence unutttunuz herhalde:))))
Evet, suçlu sensin. Çok ara verdin. İhmal ettin bizleri. Ben de o dolgun sesini çok seviyorum. Lütfen bu kadar ara verme. tikitak tak tak... hadi keyfine bak... () ;)