aysız bahçe çiçekleri
parmak uçlarına koydu,
aysız bahçe çiçeklerini. köklerini kopardı önce. sonra yapraklarını... iğreti bir düş müydü, siyah çiçekler karanlıklarda. bilinmezdi... karanlıkların bu kadar kesifine inilmezdi... uzadı geceler... yalnızlık, yılgınlık, ayak sürüdü gecelerde. aykırı düşlerine, sahici şiirler yazdı. karadut şerbetleri ezdi, gülümsedi. ay, ötelere döndürmüştü yüzünü izini sürmedeydi yolculukların... yürüdü ağır aksak mecalsiz... iğreti gülüşlere dokundu, iğreti dokunuşları saydı, gecenin orta yerinde... iğreti gelmeleri ve sahiden gitmeleri saydı... aydı, bahçe çiçeklerini aydınlatmayan bir ince sızıydı aşk... dinmeyen. bir ikincil düştü aysız bahçe çiçekleri koku vermeyen. gecelere.. bir şuh kahkaha duyuldu çınladı boş sokaklarda, boş kadehlerde. elinden tuttu yalnızlığın kadehler kırıldı, sokaklar doldu. aysız bahçe çiçeklerine baktı. bunlar da bir düştü, iğreti bir gülüşten arta kalan. 03/08/2010 ödemiş |
tabii ki tek tek beğenmeye başladım
tebrikler arkadaşım