Gece,ölüm ve kadınlar..
Şehrin üstünü karanlıklar örtüyor..
Hiç tanımadığım çocuklar ölüyor bu topraklarda. Her gece ölüyorlar.. Gençlerin,yaşlılardan daha çok öldüğü yerde felaket var demektir. Hırsızlar sabaha dönüp dönmeyeceklerini bilmeden evlerini terk ediyorlar.. Katiller cinayetten önce son bir tek daha içiyorlar. Otel odalarındaki aşıkların kasıkları günah kokularıyla karıncalanıyor. Nöbetteki askerler ayaklarını yere vura vura ısınmaya çalışıyor, Dağlardaki baskın korkusuyla yarı uykudalar.. Yalnız kadınlar soğuk yataklarında ağlıyorlar. Şehrin üstünü karanlıklar örtüyor.. Karanlık, taşra kentlerinin terk edilmiş sokaklarından dağlara doğru yürüyor. Bütün ışıklar teker teker sönmüş,tek tük köpek havlamaları.. Ben ölümü ve kadınları düşünürüm bu saatte. Beni ölümden kadınlar kurtarır,sonra kendileri öldürmek üzere.. Ve öldürürler beni defalarca öldürürler.. Ben ölümü ve kadınları düşünürüm bu saatte.. Kadınların saçlarını,yumuşacık bir kıvrımla başlayan boyunlarını, Sevişirken kıpır kıpır oynayan memelerini, Yatağın içinde bir yandan bir yana dönüşlerini hatırlarım.. Son çığlıktan önce gözlerini saklayan gözkapaklarını ve kokularını, Yastığa sinen kokularını.. |