GÜL MÜ YOK SANKİ SANA
Nedir bu ızdırabın, nedir sendeki hüzün
Seni candan sevecek, kul mu yok sanki sana? Nedendir aylardır hiç,gülmüyor nurlu yüzün, Şefkat ile açılan kol mu yok sanki sana? Bir hırçınlık içinde,dalga dalga erirsin. Kimseyi incitmezsin ,hep kendinden verirsin. Neden her gece böyle, belenlerde gezersin. Her yer diken pıtırak,yol mu yok sanki sana? Takâtın mı tükendi,yaran mı sarılmıyor? Yolların mı çok uzak,Vuslata mı varmıyor? Bir vefasız sevdin de,halden mi anlamıyor? Hayatta tutunacak,dal mı yok sanki sana? Her zerren vurgun yemiş,solundan kan sızıyor. Sanma çektiklerini ,o vefasız seziyor. Sen ah edip inlerken,alem gülüp geziyor. Sen ocağı kurdun da,kül mü yok sanki sana? İyi tanırım bunu senin ki kara sevda, Ne seraba benzer bu,nede sonsuz bir vaha, Anlaşılan bu çilen ,dolmamış senin daha. Sen yeniden başlasan ,yıl mı yok sanki sana. Aşıklar kör olurmuş,gerçekleri görmezmiş. Asırlar geçse bile,aşk ateşi sönmezmiş. Sevda darbesi yiyen ,sürünür de ölmezmiş. Sevdiğin leylâ olsa,çöl mü yok sanki sana. Yeter artık bir son ver kendini kahretmeye. Boyun endamın yeter,alemi cezbetmeye. Çektiğin ızdıraplar değer mi ,bir kahpeye? Bülbül gibi ağlarsın,gül mü yok sanki sana? |