Öldüğümde...
masamın üzerine koy gözyaşını,
resminin tam yanına, güz gibi gülümse sonra, ıslak gözlerinin rengi düşsün, aksın dudağına, hiçbirşey olmamış gibi, sonra ben bilirmişim, belki, sönmüşsün gibi,sever gibi beni, sen güz gibi gülümsemeyi boşver, taklit et benim gülümsememi... koşmaya başla güneşe, akşam üstü inmesin, bilmesinler, yeniden doğur beni, ağlat! sonra büyüt beni, en sonunda öpüş benimle, karanlığı bilmesinler, izin verme aramıza girmesine, gözlerimi görmeye devam et, sen, yanındaymışım gibi, evrene güzelliğimizi anlat. sen sev,gözlerini kapat, sen! varmışım gibi sık elimi... tabudum ve seni sevdiğim; en uzağın ardında bekler sessiz, bir taş, bir hayalin yanıbaşında, sonbaharın yuvasız piçleri, etrafında koşuşur, alay ederler, tükürürler yüzüme, korkarlar benden arasıra, arasıra cesur olur birisi, seni korkutur, sana beni soğutur, sen gözlerini yumma bu kez, beni dinlermişsin gibi yeniden, yeniden beni yaşatırmışsın gibi, aç koynunu ve tenine dokunmasını sağla, sana ulaşamayan ölü nefesimi.. nefretini arama hiç yüzümde, bir saniyeni ver sadece, bir ömürlük yabancı sadakatini... annelerimi öldür istersen, gül diye tuttururlar bir mevsimde. sen, onlar gibi yüzüme bakma sadece, aşkın gibi ol, kaybetmek istemediğin gibi, ağladığın gibi ol hep,hissettiğin gibi, öyle büyüsün ki bu tutku, gitmesin, alıp başını bizden, öyle isteki beni sevme özlemini, bu hasret sonzuza kadar, kefen diye sarsın bedenimi... Selcan Adalı |
saygılar