s(ak)la beni en mahrem yerinde karanlığının
bekle deyişin hala kulaklarımda
bitanem sevdiğim yasını tutuyor o günkü gamsızlığım keşke ahhh keşke çekip gitmeseydim ardımda seni bırakıp tadı yok kokusu,rengi yok tarif et desen edemem yaz desen yazamam buhranlarımın soyut tarafında sensin yitirdiğim umut et demiştin oysa sabıkalarımın yaftası boynumda asılı çekip gitmenin düşsel gölgesine kafa tutmuşum kolaymı. bütün romanlarda baş roldeyim sevgilim usta bir kalemin ucundaki mürekkep gibi yazılıyorum sana keşke ahhh keşke çekip gitmeseydim ardımda seni bırakıp kırılgan ürkek ve uryandır sevdamızda ben sakla beni en mahrem yerinde karanlığının yalın bak kirpiklerinin arasından şahit tut gökteki yıldızları gidişime ve nolursun üzülme kurutup kaldırdığın güllerde kokla beni resmime dokun beni her özlediğinde şımarık çocuksu ve saf kalsın bakışların teninde sakla tenimin sıcaklığını bir bardak su dök ardımsıra ve sakın sakın ağlama ela gözlerinde sevdasını çektiğim biliyorsun buna, da-ya- na-mam |