Soysuz’a…
Sırtımı dönüpte, gitsem rahatça,
Soysuz hançerini batırır mı ki…? Yoksa dönüp bana bakıp küstahça, Dilinde zehirle saldırır mı ki…? Toplumda rahatça gezmek dururken, Tedbir mi almalı benle yürürken, İçimde her nifak bir bir kururken, Kabuklu yarayı kaldırır mı ki…? Söyleyecek sözde yok ise kastın, Sormazlar mı nasıl zehirler kustun, Düşmana gerek yok bu ise dostun, Öldürsem cezayı yazdırır mı ki…? Memleketim derim, silker omzunu Yağcılıkla bulur, her gün yolunu Zamanında kırmaz isen kolunu, Bu saatten sonra kırdırır mı ki…? Her şartta sadece kazanmak para, İdeali yoktur, batar kumara, Şırıngayı şahsiyetsiz damara Alkolle doldurup batırır mı ki…? Türküm, çalışkanım, doğruyum derken, Ekilen tohumlar büyümez erken, En büyük ülkümü öz de çizerken, Özümden özümü saptırır mı ki…? Mayası kahpelik yoğrulmuş kinle, Alaka kuramaz, irfanla din’le, Sen çiçek toplayıp sunsan sevginle, Hart diye dibinden koparır mı ki…? Ana belki bilir, baba ne bilmez, Büyüğünü saymaz, küçüğü sevmez, Her şey ölür ama soysuzluk ölmez, Kendini pazarda sattırır mı ki…? Soyu sopu olsa soysuz denmezdi, O zaman doğrudan asla dönmezdi, Ateşleri yakar, çerağ sönmezdi, İçimizde ışık yandırır mı ki…? 26.01.2008 Necati ŞİMŞEK Ankara |
Hal de bilmez ne açtan ne toktan
Odun bile kırılır kahırdan
Soy kütük olunca soysuza diye...
Kıymetli Şair'im; bunlar da Gönül'den geliverdi nacizâne :))
Sevgi yüklü saygılarımla bahçemden derlediğim hanımelleri yürek enginlerinize.
(+5)