YARATAN
Sendeki yara var ya bendekinin zekâtı,
Öyle habis bir yara bırakmadı takati, Öyle acımasız ki demirden daha katı Yiyecek ekmek varmış, nasip etti yaratan İki bin sekiz yılı sekiz mart’ın gecesi, Soruldu bana hayatın grift bir bilmecesi, Çıkmaz oldu dilimden kelime ve hecesi Yiyecek ekmek varmış, nasip etti yaratan. Bildiğim bilgileri unutmuşum bir anda, Bir uyandım baktım ki mecalde yok bir canda, Anladım ki yolcuyuz iki kapılı handa, Yiyecek ekmek varmış nasip etti yaratan. Takdir edilmiş bana yemek, ekmek ve suyum, Elbet bende bir kulum kötüde olsa huyum, Anladım ve bildim ki hayat tatlı bir oyun, Yiyecek ekmek varmış nasip etti yaratan Yamru, yumru yürürüm şimdilik ayaktayım, Yerim çok sağlam değil bir yağlı kayaktayım, Ey dostlar Allah’a el açıp yalvarmaktayım Yiyecek ekmek varmış nasip etti yaratan Derdi veren Allah’tır, derman da veren odur, Buna inanmayanlar kalır elbette bodur, Oğuzsoylum;insanın aslı bir damla su dur, Yiyecek ekmek varmış nasip etti yaratan. 30.06.2010 YUSUFYÜZLÜM |