yum gözlerini aşka
Bazen hayat kavgası bitti dersin
Son buldu her şey, geç kaldık yarınlara.. Kalan tek şey hayat duvarlarında Süre gelen birikmiş anılardır senin için. Ya da en acımasızı soğuk bir mezar taşına kazılı ismin.. Düşünme bunları erkendir dersin Oysaki, Gözkapaklarına sinmiş veda sahnesini, hiç silemezsin. ‘Eskiden olan’ seni taşıyamazsın yarınlara Canını yakarsın ruhundaki emanet senliğin Ruhundur; Aşka acı izler bırakan Aşka eksik sahneler sunan Hiç esmeden savuran, Hiç tatmadan can yakan.. Değiş artık pes et rüzgârlara! Estikçe savurma , sadece soğukluğun kalsın ruhlarda.. Değiş artık kuru daldan köprülere basmasın ayakların Bastıkça yormasın bu şehri... Bu şehir en acı ayrılıklara mahkûm, Bu şehir en suskun sevdalara vurgun... Değiş artık değiştir şehrini! Ayazlar sürmesin aşkını yalnızlığa.. Sürgün olmasın kalbindeki bir yudum sevgi, Bir anlık vefa hiç öğrenmesin zalimin kör sancısını. Hiç tatmasın kurumuş nefretleri kalbin. O masum yüzündeki tebessüm hiç eskimesin.. Sana son defa da olsa seslenişim , Tek gerçeğin düşlerimdeki senden, hiç geçilmesin Tarifi olmayan duygulara hiç yorulmasın özlemin Ve bir gün olur, gelirde ölüm meleklerin Hiç korkma, ölümler çıplak gelir sevdiğim. İşte o zaman karartıların arasından Sana aşkı mırıldanan notalardan Mutluluk düşlerini anımsa Ve sadece ‘benden kalan geceye’ yum gözlerini... |
insanın atlamak istediği bir uçurum kokusu gizlenmiş sanki içine...
tebrikler