Kara Sevdam Haydarpaşa
İhtişamlı
Duruşunla bize Osmanlıdan Yadigar kaldın. Üçüncü Selim’in Paşalarından Haydarpaşa’nın, Adını tarihe altın harflerle yazdın. Kim bilir, Asırlarca, neler gördün, neler yaşadın. Kim bilir; Ne sırlar gizlidir, yosunlu taş Duvarlarında. Kimseyle paylaşmadığın, Asla paylaşmayacağın. Büyük Depremler gördün, sabotaja Uğradın. Yandın, yakıldın, sarıldı yaraların. Yine de; Asırlar boyu bir abide gibi, dimdik, Duruşunla, Ben boğazın simgesiyim dedin, Ayakta kaldın. Kim bilir; Elinde içi yalnızlık dolu ahşap Bavullarla, Kimler geldi-geçti Haydarpaşa Garından. Kimleri taşıdı kömürlü kara trenler. Buharlı Yorgun, yanık sesli gemiler. Kim bilir; Kimleri mutlu-mesut ettin, Kavuşturdun, Hayır duasını aldın. Kim bilir; Kimlere ihanet ettin, Ayırdın sevdiklerinden. Gözü yaşlı bıraktın, ne beddualar Aldın. Kim bilir; Nice gencecik fidanlar sağ olarak Geldi, Ölü çıktılar tren vagonlarından, Gemi Kompartımanlarından. Kim bilir; Ne ağlamaklı anne-babalar, kardeşler, Yavuklular, Bir trene, bir vapura koşuşup durdular. Bilirsen sen bilirsin ancak, Ey Haydarpaşa. Kim bilir; İstanbul da yaşayıp da Kimin anısı Yoktur Haydarpaşa Garında, Tren raylarında. Gök mavisi sularında, Kalamış Vapurunda. Kim bilir; Acı-tatlı anılarından mı, sırdaş oluşundan mı, Her nedense, Seni özlüyorum, görmeden duramıyorum. Sabah Bekle beni,martılar uyanmadan geleceğim Sana. Benim vazgeçemediğim, kara sevdam, Haydarpaşa. Saadettin Güven İstanbul |