BİR AVUÇ KÜLDÜM.... SADECE BİR AVUÇ KÜL......
Beklenenle yaşanan hiç birbirini tutmuyor.
Aşkın nereden ve ne zaman geleceği asla belli olmuyor. Acı ve gözyaşının olmadığı bir aşk varmıdır, dersiniz? Gece lacivert örtüsünü sermişken şehre, ben seni düşünürüm. İçimdeki daha çok kırınganlıkmıydı, yoksa öfkemi, karar veremedim. Yitimin ve ihanetin acısını yeterince çektim, bunu biliyorum ama. İskelede sana kanadı kırık bir kuş gibi veda ettim. Yüzünde öyle bir dehşet ifadesi vardı ki, sana ihanetini bildiğimi söylediğimde... Kış mevsimin alacakaranlığına benzer bir ışık hatırlıyorum, son karesinde aşkımın... Elimde kalan son gurur kırıntısıyla sana veda ettim. Etrafa sisli bir eflatun yayıldı ve sen gittin... Tıpkı ölüm mahkumlarının son anda bir kurtuluş haberini bekler gibi, arkandan, "dur gitme, kal" dememi umdun. ama ... Son sıcak nefesin yanağımı okşasada, direndim. Gittikçe büyüyen ve Bütün gövdeye yayılmaya kalkışan bir yarayı kızgın demirle dağlar gibi acıtan bir şeydi hissettiğim. Elle tutulur bir karanlığın içindeydim sanki. Yüreğimden kocaman bir parça kopmuş, taa içerlerde bir yerlere yuvarlanmıştı. Göğsüm sızlıyordu. İnsanlar, olaylar ve hatıralar silinmeye yüz tuttu. Bütün rüzgarlar geride kaldı. Sadece elle tutlur bir karanlık kaldı bana... Hayatla ilgili başka bildiğim herşeyi unuttum sanki. Gözlerim bilinmeyen bir boşluğa takılmış; anladım ki... Ben bir avuç küldüm, üfleyip savurduğun... Sadece bir avuç kül... Dağılıp yok oldum.......... masalmavi07 |