KARA/BASANLAR
burda kan var
ayaklarımı yıkıyor gürültülü içimde bir acı yeşillendi kocaman ayakları var bacakları kaslı, dağlardan geliyor ter içinde sesinde bir inilti bir fısıltı bir çığlık saklı bana Çat diye kırılınca taşlar dün bugüne karışacaksa hemen karışsın sayılar sıfırlar anahtarlar dayanmak; tutunmak incir ağacının en büyük yaprağına nilüferle geçişler yapmak gölden çöle -düşmek sen değilsen denize atlamak nefessiz ilk defa ağlamak kanlarla canlarla -korkmak masallardaki sönmeyen cadı ateşiyle körüklüyorum başka eller giriyor resme bir anda ojeli, yabancı, tutkulu kazan kaynıyor kurbağa bacaklarıyla, biri gülüyor uzaktan elinde anahtar, elinde telefon, elinde çay “gelin” diye çağırıyor surların ardına tek şahit var ortada kırmızılı güler yüzlü iyi birer insan olursanız şirinleri görebilirsiniz diyor ve yokoluyor ipte yürüyen dev tavşanın beyaz tüyleri tedirgin anahtar veriyor gülerek, çekiyor kapıyı, kilitliyor arkadan yerlerde kan izleri, güller karmaşada Freni tutmayan bir çocuk bisikletindeki akşam ezanı telaşıdır aşk itiyorum gitmiyor korkuyorum yürümesinden ateşin pembe pijamalar giymiş bir kadın da cinayet işleyebilir eğer gerekirse.. sessizce.. sahi külkedisinin elbisesi ne renkti? |
Yalnız renk biraz okumayı güçlendiriyor...