Ne birgün dinlersin, ne de çektiklerime erişirsin!Bilemezsin, belki de bilmek istemezsin Sen sadece kendi demindesin, heveslerinin derdindesin Kalbin hicranını söyle nasıl bileceksin Bilmem ki niye böyle bir serkeşliğin içinde nefeslenirsin, halimi üzersin Oysa en zarif ve hatip bir payesin Nisa kimliğinde bahşedilen bir suhuletsin Kalbi manada en latif bir ülfet-i şahanesin Edebi bakımdan ilham bahşeden bir şevksin, kalbim için süruru demsin Söyle ne oldu sana, sessizliğini korusan da Bir hesabın kadri yüreğinde hiç kalmadı mı durma söyle yoksa Dile gelen efkar alıp götürüyor sinemi, birnebze olsun anlasana Hicran kuşatıyor yüreğimi, sen hiç sormasan da, kendi halinde yaşasan da Çıktım şu dağların yamaçlarına Ne kadar hıçkırıklar içinde derdimi ufuklara anlatsam da Bir hal oluyor ruhuma, aşk yüreğime ilhamıyla anlaşmayınca Yaşamak bu kadar bedbin bıraktıran bir lütufsa, artık vazgeçiyorum anla Kabirler şimdi daha yakın, solgunlaşan umutlarıma Ne kadar çaresizlik içinde durmadan çırpınsam da, vazgeçtim artık korkma Artık hiç takatim kalmadı, ruhum bizarlık içinda yıllarca sukutu yaşadı Gözlerim sessizce arandı, bilemezsin hasretinle ne çileleri sürurla karşılamıştı Söyle geriye şimdi ne kaldı Ne şafaklar açtı, ne hülyalar bir haz yaşattı, mütemadiyen ağlattı Gönül hicran içinde ve kaybolmuşluğun kadrinde avare kaldı Ne bir soran oldu, ne derdimin haklılığı anşaşıldı, hazan şimdi ruhuma çok yakıştı Mustafa CİLASUN |