rakının deminde vuruluşum
sinsi sinsi dağılır rakının demi kanımda
dilim dolanır kara kırmızı badanalı duvarlarda hüzün yazar yüzün af dilercesine ama anlarım dağlarda yüksektir dallar koparamam bahar çiçeklerini uzansam da bir nakarat tuttururum içimde dilim lal olur hüzünlü hüzzamlarda şiirlerim vurulur düşen gözlerimi ararım bulamayacağımı bile bile yerler ıslaktır dağılırım hasretimi eklediğim rakının buğusu kara olur kadehte sen bilirmisin gam olur yağarım şehrin saçaklarından tek gözlü evin sımsıcak kapısından kovulduğum geceye bir sis olurum buharlaşıp bardağın buğusundan anlarım ki buruk bir mülteciyim artık bu şehirde ahmak bir avcının kör kurşunu patlar göğsümde vurulurum hiç yerine kahrolurum avazlarımı meze eder rakının ahusunda kaybolurum sen bilirmisin yosun toplar düşlerim deniz diplerinde gecelerimde ıslak alevlerde günah solusa da bedenim bir fahişenin kaşarlanmış göz süzüşlerine dirensem de şehrin en kara sokağında kaldırımlarda ıslanan leşime bir tekmede benim vurdugumu bilseydin keşke mersaus |
Şiir çok harikaydı ve çokça da manidardı, yüreği selamlıyorum
Siirle, sevgiyle kalın