Adanada Olmak
Yukarıda bir güneş,
Mevsimlerden yaz günü, Güneş yine saman sarısı, Hava oldukça sıcak, Doğduğum bu şehirde, Toprak dersen çatlak çatlak. Altımızda murattan bozma bir serçe, Bizim şoföre gelince; Çocukluk arkadaşım Menderes Homurlu Eski bir pehlivanın oğlu. Arka koltuktakiler ise; Biri Arap Sedat, Diğerleri Saffet ile Durmuş, Sanki iş yapmış da yorulmuş, Bunlar aynı yolun yolcusu, Kafayı çekerler şu arabaya binince. Adnan Menderes Bulvarına yöneldik, Doğu köprüsünden içeriye girdik... Barajın karşı yamacına geçiyoruz. Hemşehrim Adananın burası yenisi, Epeyce uzakta kaldı eskisi. Menderesin tam girişi, Doktor Sisinin müessesesi. Lunapark onun bitişiği. Birden hatırladım eski düğünleri, Hayal ettim o güzel günleri... Karşımızda beyaz saray, Bu düğün salonunda, Ne güzel çekilirdi halay. Gözlerim daldı sevgi adasına, Menderes adasına, Barajın tam ortasına, Görünür oldu aşıklar, Gölün kenarında cıvıl cıvıl, Çamlıklar arasında el ele insanlar. Sıfır bir,otuz üç plakalar, Mangalları yakıp da piknik yapanlar. Yan yana dizilmiş kebapçılar; Bici bicici ile şalgamcılar. Çamlıktan burcu burcu kozalak kokuları, Seyhan Restaurant’a dolmuş müşteriler, Ünlü Kolcu oğlunda kebap yiyenler... Of ulan of, Şu kebapların dumanı, O da ne bir balıkçı dükkanı! Kaptan Necati’nin mekanı. Kulübeden geçilmiyor yolun sağı,solu Tıklım tıklım insanlar dolu. Güneş serçenin tepesinde, Serçe de bizim tepemizde, Cehennemi aratmıyor vallahi içimizde. Biraz ileride Adanus bici bicicisi, Asfaltsa alev saçıyor, Menderes bulvarı kendinden geçmiş, Herkes bir gölgeye kaçıyor. Cengiz’in yeri karşısı, 01 Arena lokantası. Sola dönüyoruz aşıklar bulvarı, Her tarafa kurulmuş mangallar, Etrafa yayılmış mis gibi kokular. Kimileri oturuyor, Kimileri tavla atıyor. Tam köşeyi dönüşte, Gözlerim takılıyor vay be! Sıkma, börek,gözleme Çiğ köfteciler köşede, Hem de saklı bahçede. Yan tarafı yeşile bürünmüş, Kuşlar geziyor adları sülünmüş. Aşık Ferrari parkında, Adaşın yeri karşısında. Çoban dedenin türbesine yaklaştık, Vesselam sıcağa bu ara da alıştık. Sağ tarafımız suyun içi, Aşağısı burun işte şurası rıhtım, Rıhtıma tekneler dizilmiş. Adana fm radyoyu açmışız, Allah’ına Kurban Ferdi Tayfurla mayışmışız. Marina Restaurantın tam önündeyiz, Orada da Yıldız Tilbe ortalığı yıkıyor, Hatun Adanalıyı söylüyor, İçimiz hop hop atıyor, Arkadakiler çoktan sızmış sayıklıyor. Gül Resturant ile atmaca yan yana, Solunda Seyhan uygulama, Balıkçı hocanın yeri, Az ileride Albarators balıkçısı. Derken Şehitler parkındayız. Sağımızda baraj gölü, Solumuzda dağın zirvesi, Tam zirvede Türk bayrağı. Karşımızda çat’alan barajı, Barajın sonu batı köprüsü, Her zaman burnumda tüter, Adanamın öyküsü. 20 Haziran 2010 |
Sıcak bir yaz günü,
Güneş yine saman sarısı,
şu kadarcık yerde bile iki defa aynı anlamı veren şeyler yazmışsın. şiirin tamamı böyle. düzeltmen dileğiyle. saygımla.