bir umar söyle
dur yolcu!
bir umar söyle, elinin emeğini silerken alın terinden ve katarken yağsız aşına bir umar söyle... bu sevda çıkar mı umarı olan bir yola? bu yolun sonunda bir umar var mı.. öyle çok yağmur yağdı ki uzaklara buralarda ıslanmandan korktum ne zaman ıslansam ıslanırdın.... öyle çok yağdı ki yokluğun yüreğime sel bastı ayaklarımdan ellerim düştü ezilmişliklere sen ıslandın... bu yolun sonunda bir umar var mı... mezarlık... sevmeleri dünlerde bırakmışlar bir bir toprağa karışmış hüzünleri umutları karakulaklarda bir siyah yaprak terkedilmiş sevdaların dingin hanelerinde.. bu yolun sonunda bir umar var mı... yüreği avuçlarında bir gülen çocuk sevdalı düşlerim.. bilirim bir kelebek, bir ıtır... bu yolun sonunda sen olmalıydın... umutlu bir dal gibi al al... -ışık diye bir yol var mı emre- yunusça sevdaların dillendiği karaca türkülerin... ağıtların ağıtlar da yalan şimdi kimsesiz... bu yolun sonunda bir umar var mı.... benimkisiyle takas ediyorsun hüzünlerini yüreğim avuçlarında oysa yüreğim ayakların sarı sıcak bir duman yükseliyor nefesin gibi yakarak tüm zamanları bu yoldan sana varmak apansız... dur yolcu, bir umar söyle elinin emeğini silerken alın terinden bir umar söyle... bu sevda çıkar mı umarı olan bir yola... 23/06/2010 ödemiş |