2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1073
Okunma
Geceye uzandı elleri
Ay ışığına vurgundu,
Bilirdi.
Sormazdı ne gelmişi ne de geçmişi
Hiçbirşey umrunda değildi
Soyutlamıştı kendini,
Dünden, bugünden ve yarının getireceklerinden.
Bomboş bir odaydı yalnızlığı
İçinde oyuncak niyetine oynadığı
Kırık dökük kalpler
Ve yıkılmış hayaller.
Odanın duvarları vardı
Yalnızlığın kokusu sinmiş duvarlar
Bir is gibi kalmıştı da
Kimseye birşey diyememişti
Demezdi de
Severdi yalnızlığın rutubetli havasını
Bu odada saklardı saklanılanı.
Dört duvar arasındaydı,
Kapısı yoktu.
İçerde bir başına,
Yalnızlığı solurdu.
Alışmıştı yalnızlık ona,
Gitmek nedir bilmezdi
Yoldaş olmuştu yoluna
Asılmıştı bağrına.
Birgün sığmadı yalnızlığa
Yalnızlığa fazla geldi ruhu
Acıttı canını besbelli
Giremedi kanına
Ayrılığın günü gelmişti.
Yalnızlığı solurken son kez
Bir kez daha söyledi
Yalnızlık odası burası
Geleceği olmayanların yeri
Duvarlar dinleyin beni
Gidiyorum bundan gayri
Sormayın sebebini
Kalbin yoktur aşktan başka yari.