Ney Sesindeki Esrar
Tene üflenen nefes neydeki asude ses.
Huzur yağar göklerden ruha değildir heves. Döne döne iner melekler yere duyunca, Abese yer yoktur ney varsa her şey enfes. Yurdundan ayrılınca ateş düşer içine. Üflenince ateş ulaşır çine maçine. Zarafetin yaralı endamına benzer ney. Yakıcı bir rüzgâr değer duyanın tenine. Semazenler semaa çıkar neyin sesinde. Gül biter bülbülün zar ağlayan nefesinde. Zaman erirken kum saatlerinde ağır ağır. Kaf Dağı’na çıkar gönül huzur ensesinde. Kamışlıktan koparılmış hüznü ayrılıktan. Bunca feryat ya gamdandır yahut sayrılıktan. Ayrılıktandır şikayet hep değil ölümden. Neyle kurtulalım ayrılıktan gayrılıktan. Ankara,18.06.2010 İ.K |
Rivayet edilen bir hikayeyi anımsattı paylaşmadan gecemicem,
“Peygamberimiz ilahi aşk sırrını Hz.Ali”ye söylemiş. Bu sırrın yükü altında ezilen Hz.Ali gidip Medine dışında kör bir kuyuya bu sırrı anlatmış. Kör kuyu bu sır ile coşup köpürmüş ve taşmış. Su her yeri kaplayınca kenarlarında kamışlar yetişmiş. Oralardaki bir çoban bu kamışlardan birini kesip muhtelif yerlerinden delmiş ve üflemeye başlamış. Çıkan ses kalplere coşku ve heyecan verip ilahi sırrı anlatır olmuş. Peygamberimiz tesadüfen bu çobanın ney sesini işitince bu durumu anlamış. O günden sonra ney,bir ilham kaynağı olmuştur.”
saygılarım la muhteşem di eseriniz
jasmina...