Veda
Bu, ucuz saatleri eskiten, manidar ellerim
En manasız rencide ve en dertli eza nidası Yaz aylarında susturur, çiçekleri yellerim Ter kokusu sarar baharı, hercai menekşenin vedası Sır açar aynadaki görüntülere, ebediyet bahçesi Damarlarda dolaşır gizli kan,sarar şehvet tutkusu Mücadele karşısında, yırtar ruhu yalnızlık pençesi Sonra sarar dört bir tarafını, ölümsüzlük korkusu Eskimiş melodiler, rüzgarın eli ve deniz Bitap uykularda, sine ezer mecalsiz elemler Kaçan her geminin ardında, hüzün ve kızaran beniz Vurunca gözlerime hayali, kırılası gelir kalemler Miskin denizler gibi saçları, kokar ele sinameki liyakat bulunmaz hatıra, bende saklı kayıp giz’ler Seni düşünür her akşam üstü, bir çift göz, kerpiç seki Düğümlenir boğazda akan göz yaşlarım, kalır ilginç sözler Uzun yaşlardaki ıssız çöller, alamana içindeki ece’m Sökülür yüreğimdeki dikiş tutmuş yaralarım ifa’ yı bırakır, gündüzden sonraki her gecem Kıskançlık taşır ilayda, görünce artar karalarım El alır korkusudur, kurşun gibi parmaklar ve edebiyatım Ayak diretir unutturmaya çalışan, güneşin parlak ışığı Geçer ahu gözlerimin önünden,ahi gibi hayatım Okur gizli bahçelerimde,şecer ve filizi aşığı Dilimin ateşi, kurutur minik okyanusu, dev bir nehri Gelsende son bulmaz incinen yüzde, yalancı gülümseyiş Deva sunar şeytan, tattırır şerbet yerine zehri Bozulur nizam, kırılır cam şişelerim, biter asayiş Eliyle gözlerim, iskeleden atılan taşları parçalar Unutturmak ister dinlediği her kayıp melodilere Omuzlarıma dökülen göz boncuklarını toplar serçeler Bir mum ateşi gibi kan püskürür vadilere Ağır öpücük kokusu saran, bu şehri yeminler bozar Bu şehrin iskelesinde yüzen kırmızı balıklar, gülüşür Birgün mutluluk bende olur, her şiir seni üzer Ozaman sana dönmez istanbul, mutsuzluğunu senle bölüşür Emre ÖZDEŞ |