GÜN GİRİNCE AKŞAMLARIN KOYNUNA
Gün girince akşamların koynuna;
Hasretliğin pekleştikçe pekleşir… Günâhlarım gecelerin boynuna Hayâlinle perde perde yaklaşır. Bu vakitler, gör hâlimi ne yaman! Cemâlindir, yıldız gözlü âsumân: Bakışların gizeminde anbean; Yüreğimin atışları sıklaşır. Bahâneler, metânetle övünür... Pişmanlığım, medet diye dövünür! Akıl şaşar, fikir senle avunur; Gözyaşlarım anılarla koklaşır. Hüzünlenir gamsız gönül bahçesi Issızlığın kırk yamalı bohçası Yalnızlığın o çıldırtan lehçesi; Mahzunluğa hüküm verir tekleşir. Hâlim böyle ne olacak, kim bilir!... İstenç yiter, bir dirilir bir ölür. Sabaha dek, hesap kitap mı kalır... Duygularım irâdemle haklaşır. Ay belenir, kundağında mırıldar. Dalda yaprak huşû ile kımıldar. Bilmiyorum, bir bana mı şümûl dar! Koca dünya sabaha dek aklaşır. Çıkar mıyım sence muğlak durumdan? Çıksam bile; kurtulamam sorumdan! Çare olsa, sormaz mıyım urumdan… İşte böyle, günüm güne ekleşir; Çilelerim, gün ardında bekleşir… Gün girince akşamların koynuna; Hasretliğin pekleştikçe pekleşir… 23.10.2008 21:54 09.11.2009 16:40 Salih ERDEM / AYDIN |
Kutladım yazan yüreğini
Selam,saygı,dua ve muhabbetle