Bir köy öğretmeninin yaşadıkları
Emmi, Karlı dağların tepesinden
Soğuk suların gözesinden, Dağların bittiği,ufukların tükendiği yerden, Köyümü sana anlatayım mı? Yaya yürünen karlı yolları Geçiyor insanların sabırla şükürle yılları, Gelmeyecek yolcuyu bekleyen gözleri Mustafa emmiyi İsmail dayıyı sana anlatayım mı? İstersen anlatmayayım yavruların yalın ayağını Anlatayım sana ineklerini, koyunlarını Doktoru isteyen yok veteriner arayanı Çocuklarınsa şamarlandığını anlatayım mı? Bunların yok başka düşüncesi karınları doydumu Hele birde bol demlediysen demsiz çayı Ama sen beceremezsin kırtlamayı Yeğeninin çektiklerini anlatayım mı? Defter yok kalem yok, Nasıl okutursan okut Dimağlara birşeyler ek sonra unut Ben beceremiyorum okutabilirsen gel sen okut. Çalışsanda emeklerinin boşa gideceğini anlatayım mı? Fatma yine dersine çalışmamış, Murat kalemsiz gelmiş, Ali defterini evde unutmuş. Bunlardan banane diyemediğimi anlatayım mı? Yanlızlıkla geçen günlerimi, Elbisesi yırtık, lastiği delik öğrencilerimi. Birde beni mektupsuz bırakan EMMİMİ Vefasız çıkan sevdiklerimi anlatayım mı? Yinede güzeldir diye kendimi avuttuğumu Bekliyorum,gelmeyeceğini bildiğim yolcuyu Zaten kaybedersem birde umudumu Burada yok olup gideceğimi anlatayım mı? Ama ben ayakta durmalıyım anlatmalıyım davamı Eğitmeliyim yarının büyüğü yavruları Ben erisem bile saçmalıyım etrafıma ışığımı Sen bilirsin davamı ama sanada anlatayım mı? |
Eğitmeliyim yarının büyüğü yavruları
Ben erisem bile saçmalıyım etrafıma ışığımı
Sen bilirsin davamı ama sanada anlatayım mı?
Kutlarım şairim, selam olsun köy öğretmenlerine ve eli öpülesi tüm öğretmenlere, beğeni ile okudum dizelerinizi, sevgilerimle..