Çileler sessiz, gönüllerde habersiz!Henüz vakit dolmamıştı ilhak için Ne derlerin sultası halim için en çetrefilli bir seçim Neden beni bana bırakmıyorlar Ne geldiyse akıllarına arlanmadan söylüyorlar Ne kalbin hicranını Ne ruhun serencamındaki vaadini Ve hatta nasibi mukadder olacak hikmetlerini Bir şekilde anlamalıydım Çaresiz sabretmeliydim Duyduğum ne varsa ve henüz izanım sadıksa Yüreğimin suskun çığlıkları umutlarım için bir adımda Ülfetin firkati simen için ağıtsa Yüksünmeden, yeisi terennüm etmeden yürümeliydim Nice aşıkların ve hatta şairlerin yalnızlıkaları Anlaşılamayan hıçkırıkları Ancak terki diyar ettiklerinde yad edilip anılıyordu Annemim çığlığı geldi aklıma Bilmem ki şimdi hangi ahvalin kadrinde çırpınıyorsa Hasrettiği şefkati Vehmettiği bilinç altı dehlizi Naçar kaldığı hamiyet hasretetindeki beklentisi El açığ ağladığı ve yakardığı Umudun her katresinde avunup kaldığı Bazen içini çekerek hayıflandığı gözlerimin önünde şimdi Düşünmek kifayet etmiyor Ne ilim ve hatta azimete amade olan seçim yetmiyor Ne kadar güçün varsa ve hatta empati kursanda Gönüllerin ikliminde aşkın vecdini bulmadıkça yakınlaşmıyor Kan akıyor, talan devam ediyor, insanların feryadı niye duyulmuyor Dünya ayni hesabı görülen mekan değil mi Hayır ve şerrin hukukiliği aşikar olan bir şerii delil değil mi Ahirete havale etmek ve gönülleri dünyevileştirmek hakikat mi Mustafa CİLASUN |