ÜLKEMİN GENÇLERİ
Yaş, onsekizine gelip
Karmaşaya düşünce duygular, Birbirini kovalayınca bunalımlar Ve gözlerinizin önüne düşünce dar ufuklar Hep sizi düşünüyorum Ülkemin gençleri. Hepiniz ayrı umutlarla geldiniz dünyaya; Yaş on, onbir, oniki oynansın misketler, körebeler, birdirbirler; Haydi! Koşun kızak kaymaya; Kafanızda yok oyundan küfürden başka hiçbir şey. Ya yoksul kardeşlerimize ne demeli? Evet kardeşlerim sizler de çocuksunuz, Çocuksu hislerin yaşayamayacağı yerlerde; Kiminizin elinde çekiç, tornavida, keser Çivi çakıyorsunuz daha çiçek koparmasını bilmeden Fotörlü amcalara; Hafta sonu bir cep harçlığı için. O gün geldiğinde kocaman bir ekmek alıyorsunuz Eve giderken, Anneniz yaşlı gözlerle alıyor elinizden Kocaman bir öpücük konduruyor alnınıza. Tüm yorgunluğunuzu unutuyorsunuz Yarının tatil olduğunu düşünerek ve sıcak bir çorbayla. Derken yaş ilerlemiş gelmiş ergenlik çağınız, Oyundan başka alanlara çevriliyor dikkatiniz; Birini sevmek istiyorsunuz gönülden Olmuyor; Doluyor teyplere kasetler; Bir Orhandan bir Ferdiden Nafile, karın doyurmuyor. Sizi anlayacak ne bir dostunuz var Ne de bir yakınız. Kaçıp kurtulmak geliyor aklınıza Bu şehirden, sevgililerden, Daralan dünyanızdan. Ben sizde kendimi yaşıyorum Ve düşünüyorum kaderimiz bir olan Siz, ülkemin gençlerini; Gidişimiz doğru değil! Bırakalım yaşama şekil vermeyi Yaşam bizi şekillendirsin Ve sürüklesin coşkun ırmaklar gibi; Kimimizi bıraksın tenha kıyılara, Kimimiz sürüklenelim bol çiçekli tarlalara; Ama kin duymayalım küsmeyelim hayata, Haz duyalım yaşamın her safhasından; Yorgun ama umutlu, Sarhoş ama dimdik, Dargın ama küsmemiş, Ve olması gerektiği gibi: ‘Onurlu heybetli’ Ülkemin gençleri. |