KONAK GÜZELİ
Ne de olsa sevda kapısı
Doğuştan geliyor güzel yapısı Hoş görü istemediğin kadar Sevgi sebil zaten, Kap kapabildiğn kadar. Beğenilmeyi kim istemez, Kim gurur duymaz bundan? Tercih edilmenin, sevilmenin hazzı, Sınırsız elbet... Ne bileceksin? Kim de sıra, kim de nöbet? Aniden çıkıverir karşına. Mavi boncuk dağıtmanın sonu yok Bir çok tarzı olsa da Üç aşağı beş yukarı aynı, Sezilmez mi hiç? Bir bakarsın anında... Sevgin de sen de Olmuşsun piç. Kimine dost, kimine yar, Kimi yıldızım diye haykırır Kapıyı çalıverir... Kuyrukta sıra sıra, Göğsünü vura vura Dayanırlar kapıya. Sırlarını paylaşıp Kardeş kardeş yanaşıp, Aşık gibi severler. Şaşırıp kalırsın! Güler misin ağlar mısın? Eş olurlar göz yaşına Kalbine yoldaş sanırsın güya! Dolanırlar ardından Kurarlar türlü hülya. Annem diyenler olur, Bir diğeri tesbit eder bu takiyeyi Ve de bir güzel dillendirir... Çözdüğünü hileyi. Kim bilecek demeyin, bilen bilir Bilemez mi ki kendiside bilir Kendisinin bildiğini de herkes bilir. Bu konağa meyl etmiştir o da Her yazdığı satırda Kibarca sevda sunar. Duyurmak ister bir yoldan Göz göze gelişlerdeki Fısıltıları... Nazım’dan mısra aşırmaya benzetir Aklınca bu işleri... Herkes sağır, herkes kör Demokrasi var arkadaş Herkes yorumunda özgür Kimi kardeşim der, Kimi zavallılar eşim Gelde çık işin içinden Be... kardeşim! Kimine güneş, kimine ay Kimine kısrak, kimine tay Gün olur yağmur, Gün olur gece yağan yar. Nehir özlemindeki susuz topraklara Nehirleri koşturan ilkbahar. Ne de olsa sevda kapısı Doğuştan geliyor güzel yapısı Hoş görü istemediğin kadar Sevgi sebil zaten, Kap kapabildiğin kadar... Necati DİKMEN |