GECE ve SESLER-3
GECE ve SESLER-3
Yırtılmış bir avaz düştü gecenin koynuna Yine birini indirdi zalim, günahı boynuna Bu şehir kanıksadı bunu ne yazık Gün geçmiyor minareden yükselmesin sala Adına kurbanım her an duymak isterim de Rabbim nereye koşuyoruz, var mı bir bilen Neden öldüğünü bile bilmiyor ölen Buraya gelirken kalabalık hesaplarım yoktu Sonradan gördüklerin beni strese soktu Haydutluğunda bir felsefesi vardı eskiden Fazlalar gasp edilir yoksula verilirdi İnsan yaşamınaysa özen gösterilirdi Devrin zinciri kopmuş artık tutmuyor fren Patlatılan taksinin üstünden geçmiş tren Şehir ne hoş; seslerin ve renklerin cümbüşü Süsünün altında saklanır oysa çürümüşü Ara sıra canhıraş bir feryat olup çıkıyor Sonra; sonrası yok yine aynı terane Evlerinde asalet, sokakları kerhane Keşke söylemeseydim, dilim kopsaydı ama Gerçekleri gizleme demezler mi adama Bu şehir dedikodu, çiğnenenler ölü eti Ayakta olanlarsa ölümün silueti Fabrikalar çalışır, uçaklar kalkar iner Zannedersin yaşıyor, var hayat belirtisi Oysa neye yarar arkadaş hayvani bir devinim Neye yarar muhtaçları korumayan bir hayat Alalanırken her gün sayısız nice feryat Bu gece sivrildi dilim minare ucu gibi Çünkü artık gelmekte tahammülümün dibi Sessizce kabuğuma gömülmeyi istemiyorum Öleceksem gerçekleri haykırarak ölürüm Varsın sağır vicdanlar yine duymasın beni Bu şehrin sokakları olsa da kabir gibi dar Elbette kabirden ötesini duyan birisi de var İhsan POLAT 01.06.2010 İspir |
İçsel dokunuşlar! Kırgınlıklar, sorgulamalar.
İsyanlara geçen geceler, sabrın dibe vuruşu...
Duygu karmaşasından çıkış aramak...
Farklı ve düşündüren güzel bir çalışmaydı, efendim, gönlünüze sağlık!