DUR POLİS BEY GÖTÜRME !
Dur Polis Bey.
Götürme beni hemen. Suçum ne. Neyin cezası bu kelepçe? Dur Polis Bey. Götürme beni hemen. Kendime gelmeliyim. Dostlarımın haberi yok, Haberleşmeliyim. Herkesle helalleşmeliyim. Okuldan gelmeli, Öksüz kızımın başını okşamalıyım. Zaten yüzünü hiç güldüremedim. Anamın duasını almalıyım. Ellerini öpmeliyim. Dur Polis Bey. Götürme beni hemen. Daha bu ayın elektrik, su, telefon faturasını ödemedim. Hala hastayım. İyileşmedim. Hala yastayım. Babamın kabristanına gitmeliyim. Sevdiğim yazarın kitabı çıkacak, Onu imzalatacağım. Dur Polis Bey. Götürme beni hemen. Tansiyon ilacımı, Pabuçlarımı, ceketimi, tespihimi. Kaktüs çiçeklerimi, balıklarımı, kuşlarımı. Gül tablosunu, Kül tablasını, Kuş tüyü yastığımı, Daha gülüşlerimi almadım yanıma. Dur Polis Bey. Götürme beni hemen. Daha ruhumdaki sıkıntı gitmedi. Daha kalbimdeki çarpıntı geçmedi. Daha bu garip şair, Son şiirini bitirmedi. Neyse tamam. Götür beni Polis Bey. Ne kadar yalvarsam da, Ne kadar ağlasam da nafile. Boynum kıldan ince. |
Götür beni Polis Bey.
Ne kadar yalvarsam da,
Ne kadar ağlasam da nafile.
Boynum kıldan ince.
Malesef şairim birileri hamuduyla götürürken, bir yoksul çocuk bir ekmek çaldı diye, ya da bir dar gelirli üç kuruş borcunu ödeyemedi diye, mahpuslara düşer...Fakat bir gün mutlaka güneş doğacaktır, bir gün mutlaka adalet yerini bulacaktır, sevgilerimle...