27 mayıs 1960 20 yaşındaydım.Kütahya şeker fabrikasında teknik ressam olarak çalışıyordum.O zaman televizyon cep telefeno hatta ev telefonumuz dahi yoktu.Bir karış eninde bir karış boyunda tahta kutulu bir tek kanal radyom vardı evimde.O gün tevafuk olarak ne hikmetse gece saat 04 de uyandım Radyoyu açtım TSK idareyi ele almıştır anonsu duydum.
her zamanki gibi saat 07 de işe gitmek üzere evden çıktım.yolda resmi kıyafetli bir assubay elindeki bir tomar bildiriden bir tanede bana verdi,
Aklımda kalan şu cümle.Başta Celal Bayar ve Adnan menderes olmak üzere
hükümet erkânı bir uçak dolusu altınla yurt dışına kaçarken yakalanmışlardır.

Altında ki imza
Eskişehir garnizon komutanı general Bedii Kireçtepe.

Anlatmakla bitmez bu hikaye....
12 Eylülde görüşmek üzere inşaallah.
Tedavi değilse de ağrı kesici niyetine.
Evet !:::ağrı kesici niyetine.

27 Mayıstı 1960 tı.
Masum bahar gecesi hehüz tan atmamıştı.
En güvediği asker sesiyle uyandılar,
Temiz kalpli milletim elbette inandılar.

Hazineyi soyupta uçağa doldurdular,
Başındaki hainler! .. adeta kudurmuştu.
Uçak dolusu altın,elinde saltanatın,
Kaçarken yakalanmış,ne bilsin ki yalan dı.

Şaşkına döndü halkım,bu ne iştir Allah’ım,
Dili tutulan millet,böyle müthiş sukunet,
Ne yaşadı ne gördü,gece karanlık kördü.
Ne bilecek bu gece başına çorap ördü.

O gece hiç bitmedi,ızdırabı dinmedi,
Doğmadı san ki güneş,olmadı hiç sabahlar.
Kesildi birden bire,kardeş vuran silahlar,
Kurtulmuştu vatanım,dalgalansın bayraklar.

Bu ne korkunç sessizlik,hisler artık silikti,
Rüzgar bile esmiyor bu nasıl aksilikti.
O gece hiç bitmedi,rüzgar küstü bayrağa,
Güneş hala doğmadı,çok mu daha doğmağa.

Ne sızılar gizlenmiş bu karanlık geceye,
Asırlar sığdırılmış, bu muamma geceye.
Bitecek uzun gece,doğacak kesin güneş,
Yazılacak bu hece,çözülecek bilmece.

27.5.09

Feyzi Kanra
Vicdanınız Var mı?

Çıkar için azmettiren caniler,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?
Nakit için cana kıyan caniler,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Ne sandınız. bu dünyanın sonunu?
Ne sandınız bu,hayatın oyunu.
Utandırdın bütün geçmiş soyunu,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Vatanı beklerken toprak siperde,
Arkadan vurulup yattığı yerde.
Şehit Mehmetciğin al kanı yerde,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Sivas ta yaktığın otuz iki can,
Sanma ki bölünür bu aziz vatan.
Cumhuriyetime bombalar atan,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Cumhuriyet inledi bomba sesinden,
Hakimleri vurdun tam ensesinden.
Ne sağcısın ne solcusun nesin sen?
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Camide secdeye eğilmiş başlar,
Kan revan içinde köyüm Başbağlar.
Bu nasıl vicdandır hey arkadaşlar!
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Böylesini hiçbir tarih yazmadı,
Hiçbir hain böylesine azmadı.
Şeytan bile böylesine sızmadı,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Vatan bölünmedi Canları böldün,
Canlar bölünürken sen nasıl güldün?
Hani bahçelerde dikensiz güldün?
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Çiçeği kim yaptı zehirli böçek,
Kim olursa olsun bir gün ölecek.
Bu canlar mı bu vatanı bölecek?
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Ne istedin Ermeniden papazdan?
Mümin canlar çıkamadı namazdan,
Ne istedin Mehmedimden en azdan.
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Ne yaptık ki biz bu zulmü çekeriz,
Bir can gitse bin birini dikeriz.
Bayrak inmez onu arşa dikeriz,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Mazlumların ahıdır beni titreten,
Bak O/nur/n ahıdır arşı inleten.
Selam olsun insanlığa cümleten,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Toprağın altında yatan kurşunlar,
Çıkıp şehitlere selam dursunlar.
Dilerim sizleri bir bir vursunlar,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

Kalemlerim yazar sen de dinlersin,
Var mıdır vicdanın? varsa inlersin.
Rabbim kalbinize pişmanlık versin,
Vicdanınız var mı rahat mı sizin?

12.11.09

Feyzi Kanra