FAİZE: Benim ablamın torunu. Dünyaya gelmezden önce aile içinde bazı huzursuzluklar olmuştu. Oradan buradan olmadım dedikodular duyulur gibi olmuştu. Şiirimde de dediğim gibi o huzursuzlar evlatları dünyaya gelince tamamen ortan kalktı. Şu an FAZİE’nin bir evladı var. Eşi ile de gül gibi geçinip gidiyorlar. olmadık zamanlarda evlatlar nice kopmak üzere olan aileleri birleştiriyor. Saygılarımla.

GÜN’ler aylesi gözünüz aydın olsun,
Küçük FAİZE’yle gönlünüz şen olsun,
Namütenahi ömrü uzun olsun,
Naralar savuran küçük FAİZE’nin.

Olsun kucağınızda daim şakrak, şen,
Olmasın değme bağ, onun için Gülşen,
Olsun her bir karanlık gecesi bir Ruşen,
Yuvanıza gelen küçük FAİZE’nin.

Ağlamasın gözü, gülsün daim yüzü,
Kalmasın yaşamına engel bir pürüzü,
Letafetle dolsun, o canperver özü,
Sizi tam bağlayan küçük FAİZE’nin.

Kâmımız: Gelmeye önüne menfi sur,
Edilsin her fertçe hemişe tahattur,
Yer etsin içine, o neşat, o sürur,
Cana canlar katan küçük FAİZE’nin.

Bakmayınız artık sol ve sağınıza,
Girmesin bir fitne iki kulağınıza,
Nazar değdirmesin hoşça yuvanıza,
Minnacık uğuru küçük FAİZE’nin.
DURSUNBEY, ARALIK 1978
KÜÇÜK OZAN (CML DMR)
BENİMKİLER’den.
NAMÜTENAHİ : Sonsuz.Sonu olmayan zaman.
GÜLŞEN . Gül bahçesi, güllük
RUŞEN : Aydın, aydınlık.
LETÂFET : Hoşluk, yumuşaklık.
CANPERVER :Can besleyen
HEMİŞE : Devamlı.
TAHATTUR : Hatıra getirme, hatırlama.
NEŞAT : Şen olma.
SÜRUR : Sevinç.