El bahçesindeki kul
Ne vardı.
Bir kez olsun sen beni dinleseydin. Ne vardı, bir kerecik olsun bana sevdiğini söyleseydin. Sen bilmedin sevdiğimi vefasız. Birisini mi sevmiştim’ de, Sana aşık olduğum halde, bana niçin hayır dedin... Oysa sana yangındım ben yangındım ben. Çünkü aşkla, doluydu içim. Oysa. Sana kaynamıştı gönlüm. Hem de o biçim. Söyle, Söyle azda olsa beni hiç mi sevememiştin? Demek ki, bilmeden ben seni sen vefasızı sevmişim. Sana dalmış bakarken. Hiç ’mi hoplamazdı bakarken yüreğin. Hiç mi çarpmadı söyle, Dalgın bakışıma acımaz’ mıydı kalbin. Peki sen öyleyse. Her görüşmemizde neden bana gülümserdin. Bu bir acımamıydı yoksa… Oysa ben, Sana yanmıştım yangındım sana, Çünkü ben seni çok sevmiştim. Oysa sen... Bir yılan gibi, kıvrılırdın karşımda. Saçtığın zehir’ miydi, tatlı dilinle yoksa üzerime… Sen vardın, sen. O uzun kış gecelerimdeki tatlı rüyalarımda oysa, Meğer. Zehirli yılan gibi kıvrılırmışsın sen, Yatağımın üzerinde… Demedin bir kez. Bu insan bana yangın mı acaba demedin mi.. Düşünmedin bir kez… Ya bu insan ya bana sevdalıysa… Belki de sen, demiştin ki, benim için, Sevmeye değmez, Bu adam, oldukça kaba... Halbuki ben. Desteyle al güllerden göndermiştim, Sevdiğimi belirtmek için oysa... Sen al koncam idin ama koparıldın elin ellerinden. Oysa ben isterdim. Seni herkesten çok koklamak çünkü çok sevdiğimden... O dikenlerine bile razı olmuştum, Seni bekliyorken… Sen gittin, O ellere kul olmayı tercih ettin. Neden… Neden !, Söyle neden, neden vefasız neden,neden… Ahmet.Yüksel Şanlıer |
kaleminiz daim olsun
sevgilerle kalın