Adı İstanbul Kadınımın
Adı İstanbul Kadınımın.
Yedi şehrin yedi destanı yazılmış gerdanına, Teninde tüm duygular aşka ayaklanmışken... Her mevsim yaprak dökerken ömrüm,özlem dolu sokaklara, Çiçeklere küsmüşken gönlüm, Ben bir demet sevdaya tutulmuşum gözlerinde... Adı İstanbul Kadınımın,adı Hasret... Adı koca bir şehir kadınım...ın... Her mahallesinde kaçamak öpüşmeler, Her durağında bir bekleyiş zamanı ardıma kattığım... Ve dudağımda bir gülümseyiş kadınım... Adı istanbul kadınımın... Kokusu bir boğaz esintisi istinyede emirganda... Ve adı kazınmış izbe meyhanelerin tahta masalarına. Dökme demirden pencere parmaklıklarına sarılmış, çocukluğumun aklımda kalan yanı... Mahalle arasında top koşturmanın, Namahremine haykırmış bir ergenlikle, Karşı geldim ilkkez yetişkinliğime... Çünkü sevdim adı istanbul olan bir kadını... Poyrazımdı gidişin soğuk akşamlarda, Ve lodosu yaşardım kavruk teninin kokusunda... Kanadı kırık martılar gibi rüzgarım kayıp şimdi. Çünkü ben kayıp bir şehrin, En güzel kadınını sardım kollarıma... Adı istanbul Kadınımın, Adı bir fetih türküsü... Adı bir hüzün şiiri kadınımın,mısraları aşka yazılmış. Dokunuşları sokak çocuklarının masun yüzünden daha temizken, Ben bir bakışa kirlendim gözlerinde… Bir kar tanesiyken akşam karanlığında süzülen, Kirpiklerinde eridim daha dudaklarına eremeden… Yenildim ben bu koca şehre, Yenildim kadınım… İstemem başka şehir girmesin kanıma, gün batımının kızıl busesinde… Yer gök selama durmuşken kubbelerinin gölgesinde, Sen de sar beni sinene İstanbul kokan kadınım… Boynuma doladığın kollarından köprüler yapayım, Nefesine hasret nefesime.. Al Beni kadınım, kaybolayım… Kaybolayım ki benliğimi sende bulayım… Adı İstanbul yarimin… Siren seslerine karışır yüreğimin feryadı. Yan kesici gülüşlerine kaptırmışken otuz sekiz yılımın adamlığını, Seve seve can verdim kara gözlerinin arka sokaklarında… Bin kez dirilmeye değil, Bir kez delikanlıca yanmaya geldim koynuna… Adı yok geçmişimin… Ve şimdi ihbar ediyorum, Adı İstanbul katilimin… Ömer Tomruk |
Kokusu bir boğaz esintisi istinyede emirganda...
Ve adı kazınmış izbe meyhanelerin tahta masalarına.
Dökme demirden pencere parmaklıklarına sarılmış,
çocukluğumun aklımda kalan yanı...
Mahalle arasında top koşturmanın,
Namahremine haykırmış bir ergenlikle,
Karşı geldim ilkkez yetişkinliğime...
Çünkü sevdim adı istanbul olan bir kadını...
senyordan tek kelime harikulade............