Bildiğim İstanbul
Bir İstanbul vardı bildiğim;
Sokaklarında ellerim terlerdi, Ben mutluydum… Yürek almazdı sevincimi, Yüzümden tebessüm olur, Taşardı İstanbul… Çocuk olurdum atlıkarıncalarda, Boyacı sandığım önümde, Boyardım ben bu şehri, Dilediğim renge… Kırmızı pabuçlara hasret Bayram çocukları gibi Beklerdim ben, Bu kalabalığa karışmayı… Karıştım nihayetinde; İzim sürülmez, Yolum bulunmaz, Milyonların kokusuna karıştım, Ellerimi bıraktığında… Kan kokuyor bana bu şehir… İhanet kokuyor her köşe başı… Umut avcısı yalan bakışlar, Ve bir yanda Ermeni kilisesi Mum yaksam bahtıma, Kına yakılmış eller şakır, Kısık gözlerden süzülen, Aldırmazlığın kahkahasıyla… Bir İstanbul vardı bildiğim, Boğaz köprüsünden bırakmıştım, Ruhumu maviliklere… Her siyahı vedalara yakıştırıp, Şimdi yok olan Bir güverteye yazdım son kez adımı… Bildiğim bir İstanbul vardı… Martıları pek vefalıydı… Martılar gördü beni, Bir tek onlar tanıdı… Ömer Tomruk 27/05/2010 |
her kanat çıpışında istanbul dökülsün dalgalara