ÖYLE Mİ?Demek, “Aşk bir safsata! Algısal bir yanılgı!” Temelini temelli, hırsla yıktın öyle mi? “Bu kalbî olguların, sonu imkânsız yılgı!” Bunalım yokuşundan, düze çıktın öyle mi? Görmez olmuş gerçeği, gözlerin ferli fersiz, “Yön veremem” diyorsun. “Tutkum; gemsiz, eyersiz!” Çetrefil hikâyende, sıkışıp yerli yersiz; Kalbinin çarpışından, artık bıktın öyle mi? Sevdâlar besliyormuş, onulmayan marazı! Gönlü rehin almakmış, sinsi sinsi ârazı! “Hışmım kesif duyguya, sana olmaz garazı!” Deyip hissin boynunu, hınçla sıktın öyle mi? Temizlendin! Öyle ya, şimdi zihnin pîrüpâk! Kalmadı düşüncende, endişeden tek çapak! Sonra çekip hatıra, ahde bîvefâ kapak; Ruhunu şad ederek, kabre tıktın öyle mi? Sence ne kadar doğru, evhâmla tüme varış! Yetsin nefsinle kopan, mânâsız özdek yarış! İhtimâl sularını, dolaştım karış karış, Art niyetin diyor ki; “boşunadır yakarış” Anlayışın tahtını, zora diktin öyle mi? 14.10.2009 - 17:00 16.10.2009 - 14:00 Salih ERDEM / AYDIN |