AF-, ETDemek ki, bir bedeli varmış her sevginin, Onun için, bir bedel ödermişim ben, Onun için, onun için yerlerde sürünüp !, Onun için, sürünürmüşüm istemeden. Mümkün olsa da, geçmişime dönmek, Sana sevdiğimi söylesem, özür dileyerek, Diz çöküp önünde!, bıkasıya yalvarsam !, Ayaklarına kapanıp, sımsıkı sarılsam, Ve affet beni, affet beni diye ağlasam. Söyle yine de, affedebilir’ misin beni. Nice yıllar nice mevsimler, geçti bilirsin aradan, Unutmadım, unutamam, zeytin karası gözlerini, Unutmadım unutamam, o zeytin karası gözlerini, Şimdi onca yıl, onca mevsim geçmişsede aradan. Hatırlatma ne olur, o mutlu geçmişimi, İçerim durmadan, kan ağlıyor saten !, Boğulur gibi, oluyorum yaptığım hatamdan, Rüyalarım bile, kabusa dönüşüyor, Ve kan ter içinde, uyanıyorum her gece, Hep ürpererek !, korkuyla kalkıyorum yatağımdan. Ve hep sen sen! oluyorsun, içimi acıtan. Sensiz geçen her günüm,acı oluyor saten. Bulamadım başkasında, mutluluk denen ilacı, Geç olmuş desende, yinede denemek istiyorum, Sevmek, sevilmek, ve mutlu olmak istiyorum. Fakat olmuyor,olmuyor, bilir’ misin ?, ne acı, Arıyorum bulamıyorum !, bulamıyorum işte, O mutluluk denen, Lokman ‘nın bulduğu ağacı !. Kötü bir rüya gibi, geçti sensiz geçen onca yıllarım, Ağlayıp yalvarsam, dönüşü olmaz dikenli yolların, Geldi ömrün sonu göründü mezara giden yollarım, Bunca yıllar, bunca mevsimi sensiz geçti de aradan. Tıpkı bedenim gibi, o ağaçta kurumuş şimdi, Yeşermez olmuş yaraklar, kurumuş yaş dalları, Kurtlar böcekler sarmış, yiyor büsbütün onları, Ve birlikte kazıdığımız, o kalp resmi yaptığımız, Yazılar yarılıp, yarılıp, kocaman olmuş yazıları, Ama biliyor’ musun, hala okunuyor o yazılanlar,. Hala silinmemiş, kurtlar kemirmemiş okunurlar. Ne olur ne olur yüzüme vurma, geçmiş hataları, Ne olur, hatırlatma sana geçmişteki yaptıklarımı. Bak şimdi karşındayım, geçte olsa sana geldim, Önünde eğilip, diz çökmek vede yalvarmak için, Sana yaptıklarımı, hatırladıkça eridim de bittim. Hala kalmışsa içinde, bana birazcık olsun sevgin, Affet, affet benide, düzelteyim sana yaptıklarımı. Mayıs 2007-05-02 A.Yüksel Şanlıer |