ODA ÇİÇEKLERİM GİBİ HASRET KALDIM RÜZGÂRIN SESİNEÂsi serçem vedasız,apansız gidişin dokundu gözlerimdeki hüznü kim kurulayacak peki..? incecik sesli ,delişmen çığlıklar otağı bağrım dualarım çaresizliğin mekânında nefeslerim buğulanmıyor tıraş olduğum aynalarda bak,bu yangınından geriye kalan bir avuç kül kırışan yüzün cam renksizliğindeki ifadesizliği yalan artık dünler yalan beynimde yürek katmanlarımda mezarlık sessizliği şakaklarımda gezinen ise,hüzzam… göz yaşartan sözlerindeki gizli bilmeceler… kirletilen ve yakılmaya hazır hikâyemiz duygularımızın hücrelerinde eksilmiş kelimeler şimdi umutsuzluk vuruyor tam alnından aşkı eridi keskin kılıcım sinsice içimdeki yangınlarda uzattım bileklerimi zamana damarlarımdan gecemdeki mavi sızıyor kederden kaldırımlarıma oda çiçeklerim gibi hasret kaldım rüzgârın sesine savruldum çaresizliğime hadi, topla yıldızlarımı âsumanımdan,dökülmeden… |