8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1454
Okunma

seni en çok asker yeşilinde seviyorum
sohbetlere konu olmuş, sözlüklerden kovulmuş
bir harf eksikliğinin anlamını yitirmediği adında
tadında bir kavganın önde gidenisin-sebebisin
hani ilk gideni ben olsaydım adını yazardım ay’a
yine de bu şiirim sana değil TUUBA’ya
seni en çok asker duruşunda
bir duruşma salonunda düşlerken seviyorum
küfürlü bir ağzın tanığıyım bu yargıda
sen ise cenette kökü dışarda aksi bir ağaçsın-dünyada da
son gelen ben olsaydım sen kapıları kapardın ben kalırdım yaya
yine de bu şiirim sana değil TUUBA’ya
seni en çok sevmiyorum en’lerin ötesinde
enine sığmaz kalbin, endamından büyük, sığmaz tenine
bende sevilmediğini bilsen kafiyelerin, çalmazsın benden, bırakırsın bana
en hırlısı olursun hırsızın böyle değersin cana
sen inatla yeksin, doğruysa sende, çalınır göle de maya
benimkide inat sana değil bu şiirim TUUBA’ya
en sevilenin ardından doğmak bu senin yazın
dün öldü iki yıl önce şair ceketli çocuk KAZIM
sen doğmadan yazıldı en güzel şarkılar sana
sana en’lerin ötesinden bir masal anlatılacaksa ondan başlamalı
iki meleğin dar geldiği, şimdi söyleyebilirsin küfrünü bu dünyaya
bu şiirim sana değil TUUBA’ya
selvi boylum dersem kısa boyunadır ahım
ay yüzlüm dersem yalnızca -sen-
tuğrasında gizli padişahın
sen olduğunu biliyorsun
bu şiirim sana
doğum günün kutlu olsun........