BU GİDİŞİN SONU HARAP
Dört mevsimler, artık fantastik renk veriyor
Gönül, kalben sevdiğini yerlere seriyor Aşk ile iş karışmış, kedi köpek sarışmış Çıkar uğruna, düşman çıkarcılar barışmış. Bebek göz derin bakıyor, yürekler yakıyor Aşağı düşen sular çok bulanık şakıyor Sesler aldatmasın, ruhunu kaybetmiş dere Söz özünü yitirmiş; sinmiş tam orta yere. Tatlı bir tebessüm ile yaklaşıyor hayat Acılı kebap üstündeki ekmekler bayat Usta ile çırak yer değiştirmiş, çaktırmaz Has güzel, dış güzelliğine bakmaz, baktırmaz. Tarifi oktur, paralı kulun karnı toktur Yükseklerden düşenin, âlim doktoru yoktur Görmek için örmeli kel başa ince çorap Gidiş, gidiş değil; Bu gidişin sonu harap. |