Köprü...
Sait Faik Abasıyanık’a
Bir kıyamettir kopuyor içimde Köprüden geçip giderken Hiçbir derdim olmadığı halde Atıvereyim diyorum kendimi denize Bazı zaman dostlarla oturup İki laf ederken En sevdiğinin cebinden çıkıveren hikâye Gelir de yüreğinin en hisli yerine oturur ya Öyle oluyorum şimdi Konuşamıyorum Bağırıp çağıramıyorum Bakıyorum altımdaki denize Ömrüme ne kadar kıymet biçtiğimi anlatırcasına Unut gitsin durma üzerinde diyorsun Olmuyor ki be kardeşlik Bakma güzel görünüyoruz ama Paramparça olmuş içimiz İğneyle iplikle anca tutturmuşuz bilmez misin? Ben de istemez miyim çekip gideyim Ardımdan gölgem dahi gelmesin Ben istemez miyim çayır çimeni yatak bileyim kendime Gökyüzünü bir yorgan gibi üzerime örteyim Sabah kuşlar uyandırsın beni göğsüme konup Gidip buz gibi bir derede -karpuz çatlatan derler ya hani aynen öyle- Sarmaş dolaş olayım Sevişeyim suyla Elbisemi dahi almadan koşayım çıkınca sudan Öyle bir hevesle ki Bir tur Hatta birkaç tur atmak istercesine dünyanın çevresinde Deliler gibi bağır çağır koşayım! Bilmez misin ben yaşıyorum ama Neler düşünürüm her gün her saat! Ne evladıma miras Ne karıma sevgi Ne dostlarıma kardeşlerime hatıra Hiç bir şey bırakmadan Hiç doğmamış gibi bitireyim hikâyemi istiyorum. Nereden bileceksin? Sen hiç köprüden Böylesine geçmedin ki... |