nazım
kaç asır geçti
bu yolculuktan gidipte dönmeyen imge durumları sarmış her yanımı karınca bilgeliğim karnı acıkmış Han Duvarları virane Edip Harabi gibi susmuş tüm yankılar karıncalar sırtına almış dev cüsseleri o halde al şiirlerimi bu ıslak atmosferden ey Sisler Bulvarı Attila İlhan gezer Dersaadette sanki bir hayalet gibi umuda barınak Kaldırımlar en güzel yıllarımda yıkılmış saat kulesi Kapalıçarşı kapanmış asla açılmayı düşünmüyor yürü Behçet kim tutar seni ben adamı kol saatinden tanırım dedi çiçek satan Hayri ya dedim o zaman gümüş ve akik yüzüklerim isyan mı etsin şimdi mobil telefonum bu denli radyosyenken şiir okumaya ne dersin ft. |
tebriklerimle