Dünya Toz Pembe Bulutlarsa Pamukşekerden
Ölmedim sevdiğim yaşıyorum !
Her güne, benden bana kalan, kırıntılarla başlıyorum. Hala nefes alıyorum. Bazen derince içime çekiyorum. Doğduğumda aldığım ilk tokatla öğrenmişim, şimdi niye bırakayım’ki ?! Her sabah yine aynaya bakıyorum. Gördüklerim senin kadar tatlı olmasada, Yalancı yüzüne gülümser gibi gülümsüyorum. Bakışlarını gözlerimden, sözlerinide kulaklarımdan, kalbime yer etmiştim. Söküp çıkarttım oradan! Gözlerini hafızama, sözlerinide kulaklarıma küpe ettim. Seni Unutmak, bana ihanet olur diye, unutmamaya inad ettim !! Ne kinim, ne nefretim, nede sitemim dir, bunlar sana ! Mürekkebi tükenmez Kalemimle, sadece not alıyorum. Öğnümde’ki henüz yazılmamış, bembeyaz yarınların sayfasına. Yolumu alırken ağır adımlarla, ’Burası senin yerin’,dediğin o yere, damğayı basıpta, ’Taş kalbliler koleksiyonu’ma, koydum senide. Yazık, senin yerin bir vitrinlik köşemiydi ? Sayende birde kendimi yoklamış oldum. Saf ve mahsum kalmışım, senide kendim gibi sanmışım. Çocukluğu aratmıyan hallerle, her sözüne aldanmışım. Bana bir masal anlatsana,... Hiç yoktan.. demişim ! Bukadar usta olduğunu bilseydim senin, Babamın uyuyamadığım gecelerde, anlattığı hikayelerden isterdim. Pamuk prenses ile yedi cücelerden, Karga ile Tilkiden, Çizmeli Kediden.. Sonra yalan söyleyince burnu uzayan, odun kafa Pinokyo’dan! Sahi; Kedilerle, Köpekler konuşuyorlarmı biz uyurken? Dünya toz pembe, bulutlarsa pamukşekerden. Aşk denilen bu oyunda, ya ben fazla çocuktum, Yada sen akan zamana uyup, yalan dünyaya utulmuşsun. Yatağının altını bir yoklasana, kim bilir neleri bıraktın oraya? Bir Torba misket, bir tenis topu, bir kitap, Bir de yaka olucaktı, atıpta unuttuğun oralarda. Bak bakim; Yılların tozunu toplamış, birazcıkta kıllanmış, Ağzının seli ile göz yaşlarına mendil olmuş, bir Ayıcık vardı, eğer atılmadıysa? Bukadar çokmu meraklıydın, ayaklarını koca ayakkabılara sokmaya? Hayat dediğin ayaklarının altında, dikkat et adımlarına! Anladım’ki farklı görüyor, yanlış çiziyorsun. Birde benim gözlerimle baksana. Çıkar boyalı kalemlerini, bir Ev çiz... Hadi durma. Sonra yeşil çimenli bahçesine, birde salıngaç yapsana. Mavi gökyüzü, sarı bir güneş boya, Birde Gökkuşagı yap ufuklara, tam kuşların yanına. Büyüklük boy farkıyla olmuyor anlasana. Sök at o yüreği, gereğince kullanamadıktan sonra! Aldığın örnek yanlış örnek, önce kalıbının ve sözünün adamı olsana !! By.: Perikızı |
buyuk bir keyifle okudum sankı bir roman sanki bir öykü gibi insanı okudukça kendi yaşanmışlığına atan
vede geçmişle muhasebesine götüren hoş bir anlatımdı.