GECESİZ KALAN SABAHLAR
Jilet yarası acıtmaz canımı, dilimdeki sır kadar.
Kalbim aklıma savaş açtı, iradesizim şu aralar Heyecanımı eski bir sandık içine sıkıştırsam, Açtığımda yüzüme çarpar, benden artan dalgalar Ben karabulut üstünde yolcu olsaydım, gök savaşçısı Sen hatrıma değerdin yine, anılarda zümrüt pırıltısı Korkularımı zarfın içine koyup adressiz yollasam Yine bana döner bilirim, korkularımın aynı yaşlı hastası Çiçekleri sulama! bırak kurusunlar pencere önünde! Onlar belki de alacaklı güneşin gözünde Sel içine dök beni, çiçeklerimle beraber Ölecekler, solarak can verecekler günün birinde Yalnızlığın rengi yok, su gibi, taşar sadece, bilirsin! Sen gökkuşağından çaldığım en kıymetli rengin ismisin Eğer sana bir gün benimle kal dersem Biliyorum, beni benden alıp, arkana bakmadan gidersin Cenazesi kalktı umutlarımın uzun zaman önce Ayaklarına pranga vuracağım bana tekrar dönünce Gündüz kuşları geceden ürküp kanat çırptılar Karanlık gözlerimin içindeki tılsım aniden sönünce Yalan sarmış adalarımın etrafını nefes alamıyorum Göz kapaklarım yaşlı, göz yaşlarımı tutamıyorum Aşkla aram bozuldu buhrana boğulurken hislerim Uçarken gökyüzünde sağanak yağmur içiyorum.. İsmail Şanlı |