Sevmek
insanın kendisiyle çelişmesi,
yeminleri bozması, gururunu hiçe sayması, en önemlisi, sevdiğini incitmesiymiş sevmek... Esra’nın esrarengizliğinde kaybolmakmış sevmek. Artık bir dur demek lazımmış, anladım. Olmuyorsa zorlamamak lazımmış, onu da anladım... Aslında hep farkındaydım;ama anlayamadım,Gönlüme anlatamadım. Ama, birşeyleri anladım. Sevmek, tek kişilikmiş Leyla ve mecnun hikayeden ibaretmiş… Yıllardır koruduğun sessiz gururunu incitmeye, Sessiz suskunluğunu bozmaya, değmemesiymiş… Bunları bir pişmanlığın,vazgeçmişliğin ifadesi sanma Evet, aslında bunlar bir pişmanlığın ifadesi… Dedim ya, sevmek tek kişilikmiş… Sessizce izlemekmiş,tılsımı bozmadan... İşte bu, beni pişmanlığa iten… tılsımı bozan tek şey, “seni seviyorum” demekmiş… sessizce izlemek gerekirmiş sevdiğini, evet evet, sessizce izlemekmiş sevmek… ne umudun bitermiş o zaman, ne gururun incinirmiş. İşte, pişmanlığım bunadır Keşke sessiz sevgimi korusaydım, tatlı gülüşünü sessizce izleseydim, Yapamadım,olmadı,beceremedim !.. Bunca sessizliğin gerektiği bir zamanda, Sessizce veda etmek istemedim… Her ne kadar vazgeçmesemde bu sevdadan, Vazgeçmek için elinden geleni yapmakmış sevmek ! İncinmelerime rağmen; incittiklerim için özür dilerim… Sevmek buymuş işte ! Hani demiştim ya: “bir sigaram, bir ben diye” Aslında hayat dedikleri bundan ibaretmiş ! Sevmek, sigaranın dumanındaymış Acılar ancak böyle dinermiş… Sevmek yalan,aşklar hikayedeymiş sevmek kendinle çelişmekmiş… |