SENİ BIRAKIP GİDEMEM
Bu gece bir başıma kentin ışıklarına dalıp dalıp gidiyorum.
Kalbimin sokaklarında uzandığım yolculukta, Irmak boylarında, deniz kıyısında hep seni, sadece seni arıyorum. Yüzün yok, sesin de.. Gözlerimi uzağa dikmiş, öylece bekliyorum. Geleceksin, biliyorum. Her geçen gün daha çok bağlanıyorum, Sana susuyorum. Seviyorum seni beklemeyi, özlemeyi. Seni düşünmek bile tarifsiz bir sevinç yayıyor içime, bedenime. Sana dair düşler kuruyorum, İçinde sen olan dizeleri bir yumak sarar gibi ezgilere harmanlıyorum. Okuduğum her sevda dizelerinde, Dinlediğim en güzel aşk şarkılarında bizi yaşıyorum. Biliyorum, sen yoksun. Gözlerimi uzağa dikmiş öylece bekliyorum. Nereden çıkıp geleceğini bilmiyorum ama, Geleceksin biliyorum. O büyük gün geldiğinde en güzel elbiselerimle değil, seni yüreğimle karşılayacağım. Yüreğimin tüm kapılarını açıp, içeri buyur edeceğim. İçimde coşkun ırmaklar gibi akan sevgi pınarımdan Yudum yudum sunacağım sana. Damla damla. Şayet ağlarsam, aldırma! O büyük güne hazırım ben. Kuşkum yok, kaygım yok. Geleceksin elbet, biliyorum. Ne yaptın bana bilmiyorum! Yüreğimi ve tüm bedenimi titreten o çıldırasıya özlemle bekliyorum. Aşka susuyorum. Seni düşünmek güzel, tıpkı şairin dizelerinde olduğu gibi; “Dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi” Yüzün yok, sesin de Gözlerimi uzağa dikmiş öylece bekliyorum. Geleceksin,biliyorum.. Sana umutlanmak, sana dair düşler kurmak, Seni dizelerime katmak içimdeki o haylaz çocuğu nasılda mutlu kılıyor Bilemezsin.. Yokluğun ağlatmıyor beni. Kalbimin tüm sokaklarında senli yolculuklara çıkıyorum. İçimdeki deli çocukla baş edemiyorum. Ansızın bir dağ yamacında buluyorum kendimi. Bir tutam papatyadan taç yapıyorum kendime. Sımsıkı kapatıyorum gözlerimi. Birden beliriveriyorsun tam karşımda. Yüzün yok, sesin de.. Ellerinin sıcaklığını avucumda hissediyorum. Koşuyoruz alabildiğine o uçsuz bucaksız dağ yamacının eteklerinde. Güneşe veriyoruz sırtımızı. Öpüşmekten bitkin düşüyoruz. Susuyoruz birbirimize. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilemiyoruz. Zamanı yok sayıyoruz. Akreple yelkovanın telaşına kahkahalarla gülüyoruz. Doğanın tüm güzelliklerinden faydalanalım istiyoruz. Delice koşuyoruz masmavi engin denizlere. Bir kayanın yamacında buluyoruz kendimizi. Gün batımını izlerken sevda türkülerini mırıldanıyoruz. Birbirimize kenetleniyoruz. Gözlerimizi sımsıkı kapatıyoruz. Kocaman bir salonun orta yerinde beliriveriyoruz. Piyanonun o ahenkli ritmine Pencereden odamıza dolan rüzgarın sesi karışıyor. Dans ediyoruz. Hiç bıkmadan saatlerce, öylece. Aynı kadehten yudumluyoruz aşk şarabımızı. Bedenlerimiz birbirine karışıyor. Terden sırılsıklam oluyoruz. Aşkı yaşıyoruz doyasıya. Hiç bitmesin istiyoruz el ele yağmurda yürümelerimiz. Çocuklar gibi koşar adımlarla tırmandığımız bir uçurum kenarında Sevgimizi haykırıyoruz. Ve sesimizin yankısına gülümsüyoruz. Beklemeyi, umut etmeyi seviyoruz. Yüzün yok, sesin de. Bu yürek seni istiyor, sadece seni. Gözlerimi uzağa dikmiş bekliyorum. Geleceksin elbet, Biliyorum... Bu büyük güne hazırım ben. Seni bırakıp gidemem... Gidemem!... |