Gönül ram olacaktır aşka edep farkıyla!Gel eyleme bizar, sevda mı intizar Sine yanar, yürek ağlar, hazan söyle niye bir efkârı nazar Umutlar kanatlanıp uçar, niyetin kutsiyeti niye ar, harlaşan gönüldedir yar Dil ne söylesin, sine inim inim inleyerek nefesi kessin, halde şevk bitsin güz göçsün Hasrettiğim her ne varsa aşk adına Hakikatin ülfeti bağrımı yakmayınca elbette ki bir yara Temaşa eğlerim süruruyla yağan kara, edep ruhumda mahzunlaşan sancıysa Göçtüğüm anılarda, içtiğim yudumlarda, bıraktığım ne iz varsa halimde elbet yara Dile gelen her şey söylenmiyor işte Bazen sabretmek mukadderdir hikmetiyle o bakir nefesle Yüreğim kafeste, zihnim merak içinde, keder ihata ediyor ne hikmetse, söyle Ne yapayım, kime inanayım, uzlet içinde mütemadiyen yanayım, sevdayı anlayım Öyle bir yara ki söz kifayet etmez Sarfı nazar ettiğim her ne varsa özümden sudur eden ardır Har, kanımda, varlık her umudun ramında lakin aşk letafetiyle kuşatmayınca Hevesin hıçkırışı yakında, dil susunca, yüreğim sancıyla, hicran bu vakitte başka Kuşatıyor şimdi hasretin kasveti Nasıl dile getiririm bilmem ki, bu halimde ki derdi kederi Nasıl bir esin ki hisseden kalbin hüzünlü sesi, dile geliyor kelamın aşkı sezgisi Hasret artık sarfı nazar ettiğin ve esrarıyla mücteba kıldığın nefesin edebi payesini Söz et, hasretini lütfet, eyle nazar Kalbimin her raddesinde fevkalade ülfetlidir aşk kokar Mütebessim gül neye bakar, laleler fevkalade ibretiyle bakar, har söyle niye var Ölüm muştusu, iştiyak sorgusu, mahzunluk olgusu kim için en kutsi bir ar, söyle yar Bir gün her şey unutulup aşklaşacak Sevda harını muhabbetli gönül, hakikatle yaşayacak Geriye ne kalacak, hesap karşına çıkacak, mizan vakarıyla öyle anlamlaşacak Tensellik adına her ne varsa, şekliyet namına bahaneler kimin umurunda o diyarda Mustafa CİLASUN |