NAAT- SEN SEFASIN EFENDİM 3İki cihan güneşi sevgili peygamberim, Sen ki evvel ahirde kurtarıcı rehberim. Ey gözlerimin nuru doruktaki serverim, Sen Ahmedi, Mahmudu,Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Mekke’den, Medine’ye hicret ettin güllerle, Taş atana gül attın, hoş eyledin dillerle, Öze sevgi yoğurdun en güzel emellerle, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Cennetin kapısında Muhammet Resululah. Tevhid-i lisan ile Lailahe İllallah. Seninle hemdem olan ferahlar bi iznillah. Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Kutsal şehrin goncası övülmüşün gülüsün, Kureyş’in göz bebeği, Rabbimin Resulüsün, Hak peygamber, hak nebi, kurtuluş ödülüsün, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Ezel, ebet her zaman ümidisin ümmetin, Dalga dalga yayıldı yeryüzüne sünnetin, Sen razı olmaz isen tadı kalmaz cennetin, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Beklenen bir ışıktın insanlığın bahtına, Miracı güzün ile vardın makam tahtına, Toparlandı ashabın biat etti ahtına, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Sana şeksiz inandı Ebu Bekir–i Sıddık, Ömer, Osman, Ali’iyle iman gücünü tattık, Sevgini gönlümüze, emrini öze kattık, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Hatice-tül Kübra’yla girdin dünya evine. Ayşe, Zeynep, Sevde’nin yetişirdin sevine, Müsadesiz varmazdın Fatıma’nın evine, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Çelebi mevlit yazdı, mevlithanlar okudu, Arif Nihat sevgini atlas gibi dokudu, Seni can bilen diller bülbül gibi şakıdı, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Sen peygamberi zişan, ben sana tabi ümmet, Nerde ansam ordasın, ey sevgili Muhammet, İns ve cinnin umudu, senden beklerim himmet, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Ol Mescid-i Aksa-dan miraca çıkıyordun, Azapta olanlara hüzünlü bakıyordun, Bizi Haktan dileyip içini yakıyordun, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Özel bir Burak ile vardın Hakk’ın katına, O gün darı- ukba’nın erdin hakikatına, Kırk vakit i çok dedin kulların takatına, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Sana hürmet ederim, Rahmana sonsuz niyaz, Şu kırılmış yüreğim yalnız senden alır haz, Sevgilim, kurtarıcım el uzattım, tut biraz, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Hicret yolcusu idin perde indi gözlere, Yürümedi atları, kum dolandı dizlere, İtibar edilmedi hak olmayan sözlere. Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Örümcek ağ örerken, güvercin yuva kurdu, Düşman bir metre kadar gelip kapıya durdu, Topyekün seninleydi yılanı, kuşu, kurdu. Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Biçareyim ey Nebi, utanırım şanından. Kalemim aciz kalır geçiyorken yanından. Bir nebzecik nazar kıl, bin can feda canımdan, Sen Ahmedi, Mahmudu, Mustafa’sın efendim, Sen gönlümün sultanı, sen sefasın efendim. Rabia BARIŞ |