nazım ustaI devrilince şapkası dağ gibi devrilirdi sağ yanına kahve ocağında pazar yolunda ışıltıları kaybolurdu kara gözlerinin çivi gibi dikilirdi / çivi gibi adım adım toprağa kuş gibi hafifleyecek bir dökebilse içini pamuğa dönecek akan sulara tutsa nasırlı ellerini bir dert kemirir durur bağlı bulur geceleri bir dert ki kemirir korkuları hayallerini gün ışığına uyanır üç parça can içinde çalışır durur gün boyu çalışır kan ter içinde II onu bulduklarında keseri elindeydi avuçları sımsıkı şapkası yuvarlanmış alnı gergin kaskatı ömürsün be nazım usta bu nasıl marangozluk gökyüzüne geçer mi çatı III yağan yağmurlardı derdi yağan kardı kimseler anlamadı kimseler bilmedi kış geldi mi / küçülürdü ceketi çekilirdi odanın en dibine gözleri odun alevinde önünde sigara paketi 01-04.08.1994 kırca - acıpayam |